19. Hukuk Dairesi 2016/1120 E. , 2016/8713 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/04/2015
NUMARASI : 2001/705-2015/301
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalılar tarafından müvekkili aleyhine başlatılan Gaziantep 3. İcra Müdürlüğü"nün 2000/9339 sayılı takibinin dayanağı olan 6.000 TL ve 4.000 TL bedelli iki adet senedin sahte olduğunu, senetteki imzaların müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespiti ile davalılar aleyhine %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, dava konusu senetlerin davacı tarafından Gaziantep’te düzenlenip müvekkiline posta yolu ile gönderildiğini, davacının şikayeti üzerine başlatılan soruşturma sonucu Gaziantep 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nde dava açıldığını, imzaların davacıya ait olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, dava konusu bonoların davacının muhasebecisi olan ... ve ... tarafından tanzim edildiğinin ceza dosyası kapsamından anlaşılmış olduğu, dava konusu bonoların davacı ile davalılar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalıların alacağına karşılık olarak davacı tarafından kullanıldığı, davacının iyi niyetli olmadığı kanaatine varıldığı gerekçesi ile davanın reddine, davacının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiş, hüküm davacı asil tarafından temyiz edilmiştir.
Dava icra takibine konu edilen bonolardaki imzanın sahte olması nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Ceza yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporunda imzanın davacıya ait olmadığı belirlenmiştir. Bu durumda ceza yargılamasındaki rapor yeterli ve hüküm kurmaya elverişli görülür ise bu rapor doğrultusunda bir karar verilmesi, benimsenmez ise yeni bir rapor alınarak uygun sonuca göre karar verilmesi gerekirken herhangi bir hukuki niteliği olmayan durum ve kanaate dayalı olarak davanın reddi doğru görülmemiştir. Diğer yandan davacı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için alacaklının icra takibinde alacağına kavuşmasının (ihtiyati tedbir yoluyla) engellenmiş olması gerekir. Mahkemece yasada yeri olmayan, ‘iyi niyetli olarak hareket edilmediği’ gerekçesine dayanılarak tazminata hükmedilmesi de isabetsizdir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.