9. Hukuk Dairesi 2015/35255 E. , 2016/2456 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti
Davacı, davalı Bakanlığa ait hastanede alt işveren işçisi olarak çalışırken iş sözleşmesini emeklilik sebebiyle feshettiğini iddia ederek, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretinin ödetilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti
Davalı ... ... vekili, davacının alt işveren işçisi olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz
Kararı davalı.... ... vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanunî gerektirici sebeplere göre davalı ..... ...’nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında, davalının harçtan muaf olması durumunda peşin harç ve ıslah harcı yatırılmasının gerekip gerekmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Devletin, mahkemelerin faaliyetlerine karşılık olmak üzere harç pulu yapıştırılmak suretiyle aldığı paraya harç denir. Mahkemelerin yürüttükleri yargısal faaliyet ve işlemler parasız değildir. Devlet, mahkemeleri işler bir şekilde hak arayanların hizmetinde tutabilmek için, bazı giderler yapar (hâkim ve diğer memur aylıkları, bina gideri, kırtasiye ve demirbaş ücreti vs gibi). Bu giderlerin bir kısmı mahkemelerin faaliyetlerinden yararlananlardan harç olarak alınır. Nitekim bir Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında harcın, özel ve tüzel kişilerin, özel çıkarlarına ilişkin olarak kamu kuruluşlarının hizmetinden yararlanmaları karşılığında yaptıkları ödemeler olduğu belirtmiştir (7.12.1964 gün ve 3/5 sayılı İBK). Yine, başka bir İçtihadı Birleştirme Kararında “Harç, Devletin mahkemeler aracılığı ile yaptığı adlî hizmete ondan yararlananların katkısıdır. Ancak yasada belirtilen durumlarda harç alınabilir.” denilmiştir (16.11.1983 gün ve 5/6 sayılı İBK).
Başvuru harcı; dava açılırken veya davaya müdahale, ihtiyatî tedbir, ihtiyatî haciz, delil tespiti talebinde bulunanlar tarafından peşin olarak ödenmesi gereken harçtır.
Karar ve ilam harcı; konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda, hüküm verilmesi hâlinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden nispî olarak alınan harçtır. Nispî karar ve ilam harcının 1/4’ü başvurma harcında olduğu gibi, dava açarken davacı tarafından peşin olarak ödenir. Peşin olarak ödenecek 1/4 oranında karar ve ilam harcı, dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden hesaplanır. Şayet yargılama sırasında dava değerinin daha fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o oturum için davaya devam edilir. Ondan sonraki oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmazsa davaya devam olunmaz. Yani dava işlemden kaldırılır (Harçlar Kanunu md. 16/IV, 30, HUMK. 409). Nispî karar ve ilam harcının geri kalan 1/3’ü hükmün verilmesinden itibaren iki ay içinde ödenir (Harçlar Kanunu 28/a,1 30 md.). Yani nispî karar ve ilam harcının sonradan tamamlanması mümkündür.
Harca tâbi davalarda harç ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz (Harçlar Kanunu md. 32, 27/III). Yine harca tâbi bir davanın harç alınmadan incelenmiş ve karara bağlanmış ve kararın bu şekilde kesinleşmesi hâlinde kanun yararına temyiz (HUMK. md. 427/VI-VIII) üzerine karar yalnız harç nedeniyle kanun yararına bozulur.
Davacı taraf harca tâbi olup karşı taraf harca tâbi değilse de, yasanın aradığı şart davayı açan tarafın harca tâbi olup olmadığıdır. Harca tâbi ise, mutlaka yasanın belirlediği oran ve miktarda harç alınması yasa gereği olduğundan, mahkemece bu hususun re’sen dikkate alınması gerekmektedir. Karşı taraf harçtan muaf olması yasal sonucu değiştirmeyecektir. Kanunda yer alan bir husus da, "davalı taraf harçtan muaf olduğundan, mahkemece davacıdan da harç alınmasına gerek yoktur" yorumu ile TMK. 1. maddesine göre boşluğun içtihatla doldurulduğundan söz edilemez. Zira ortada yasal bir boşluk söz konusu değildir. Özel nitelikteki bir kısım davalardaki harçlarla ilgili hususu genelleştirerek, yasanın emredici hükmüne aykırı uygulamaya geçmek usul ve yasaya aykırıdır.
Nispî karar ve ilam harcına tâbi davalarda ıslah ile dava değerinin arttırılması hâlinde artan dava değeri üzerinden karar ve ilam harcının tamamlanması (ıslah harcı) gerekir. Harçlar Kanunu"nun 32. maddesi hükmünce, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamayacağından, dolayısıyla ıslah edilen miktar yönünden bakiye nispî karar ve ilam harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır (YHGK, 04.12.2013 gün ve 2013/21-445 Esas, 2013/1625 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda davacı, kısmî dava dilekçesindeki talebini ıslah ile artırmış ise de ıslah harcının yatırılmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, tamamlama harcı yatırılmayan ve dolayısıyla yok hükmünde olan ıslah beyanına değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Yapılacak iş, harcı yatırılmayan ıslah işlemi yok sayılarak karar vermekten ibarettir. Nitekim Dairemizin 03.02.2014 tarih, 15307/2703 E.K. sayılı ilamında da aynı sonuca varılmıştır.
F) Sonuç
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 15.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.