13. Hukuk Dairesi 2014/46961 E. , 2016/2304 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, davalı avukatın alacaklarının tahsili için dava dışı Tefirom Şirketi aleyhine Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2013/9671 esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibini vekil olarak üstlendiğini, bu takibe borçlunun itirazı üzerine Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2009/455 esas sayılı itirazın iptali davasını açtığı, takip edip sonuçlandırdığını ve tahsil ettiği alacağından avukatlık ücreti vs. gider adı altında fazla ücret kesintisi yaptığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacı ..."in davasının husumet yönünden reddine; davacı ......nin davasının ise bilirkişi raporları hükme esas alınarak reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, avukatlık sözleşmesinden kaynaklanan fazla kesinti yapıldığı ileri sürülen vekâlet ücretinin tahsiline ilişkindir.
Taraflar arasında yazılı vekâlet ücreti sözleşmesi bulunmadığı, davalı avukatın davacının alacağının tahsili için 2003 yılında başladığı görevini 2011 yılı sonuna kadar 8 seneyi aşkın bir süre ifa ettiği, icra takibi yaptığı, takibe itiraz nedeniyle Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/455 esas sayılı itirazın iptali davasını açtığı, dosyaları sonuçlandırdığı ve tahsil ettiği, buna karşılık davacı tarafından davalıya ödenmesi gereken vekâlet ücretine ilişkin olarak yapılmış bir ödeme bulunmadığı ve davalı avukatın tahsil ettiği alacaktan bir kısmını avukatlık ücreti olarak kesip gönderdiği taraflar arasında ihtilafsızdır. Bu durumda taraflar arasında hukuki ilişkinin kurulduğu 2003 yılında yürürlükte olan Avukatlık Kanunu"nun 164/4. maddesine göre akdi vekâlet ücreti hesaplanacaktır. Anılan madde uyarınca davacı avukata sarf ettiği emek ve mesaisine karşılık müddeabihin %5 ile %15’i arasında takdir edilecek bir oranda vekâlet ücretinin verilmesi gerekir.
Bilindiği üzere, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu, 2.5.2001 tarihinde 4467 sayılı Yasa, 13.1.2004 tarihinde de 5043 sayılı Yasa ile değişikliğe uğramıştır. 13.1.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5043 sayılı Yasanın 7. maddesi ile 1136 sayılı Avukatlık Kanununa eklenen "Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, kesin olarak hükme bağlanmamış bütün ihtilaflarda bu kanunun değişik hükümleri uygulanır" hükmünü içeren geçici 21. madde, Anayasa Mahkemesince 8.2.2008 tarihinde iptal edildiğinden, avukatlık ücretinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, sözleşmelerin kurulduğu tarihte yürürlükte olan Avukatlık Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği kabul edilmelidir. Dava konusu olayda taraflar arasında yazılı bir avukatlık ücret sözleşmesi bulunmadığına göre, az yukarda açıklanan nedenlerle avukata ödenmesi gereken vekalet ücretinin tespitinde sözleşme ilişkisinin kurulduğu, avukatlık hizmetinin verildiği icra müdürlüğü takip dosyasında alacağın tahsiline ilişkin takibin başladığı 2003 yılı itibariyle yürürlükte olan 1136 sayılı Yasanın, 2.5.2001 tarihinde 4667 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten sonraki, ancak 13.1.2004 tarihinde 5043 sayılı yasa ile yapılan değişiklikten önceki hükümlerinin esas alınması gereklidir. Anılan yasanın 4467 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten sonraki 164. maddesinin 4. fıkrasında "Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu hallerde değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır. Değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde ise asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın sonucuna ve avukatın emeğine göre değişmek üzere ücret anlaşmazlığı tarihindeki dava değerinin yüzde beşi ile yüzde on beşi arasındaki bir miktar, avukatlık ücreti olarak belirlenir." Hükmü bulunmakta olup, Mahkemece, vekalet ücretine ilişkin kararlaştırmanın geçersiz ya da belirsiz sayıldığı hallerde, sözleşme tarihindeki Avukatlık Kanunu hükümleri uygulanarak vekâlet görevinin ifa edildiği dava konusu değeri para ile ölçülebilen işlerde harca esas dava değeri üzerinden % 5-15 oranları arasında takdir edilecek vekalet ücretinin tahsiline karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile 13.1.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5043 sayılı kanun ile değişik Avukatlık Kanunu hükümleri esas alınarak vekalet ücretine dayanak Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/455 esas sayılı dava dosyası üzerinden verilen kararın kesinleşme tarihi olan 14.02.2011 tarihinin baz alınarak müddeabihin %10"u ile %20"si arasındaki oranlarına göre vekalet ücretinin belirlenmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.