11. Hukuk Dairesi 2016/12483 E. , 2018/4094 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/07/2016 tarih ve 2014/767-2016/533 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 22,420 TL"nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun"la değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirketin ..."ya gönderilecek 3 adet tankerin taşıması için mutabakata vardığını, buna göre herşey (gümrük, vergiler ve adres teslimi) dahil 27.000 USD’ye anlaşıldığını, bu miktarın 06/02/2013 tarihinde davalının hesabına gönderildiğini, ancak gümrük masraflarının da müvekkili tarafından ödenmesini talep ettiğini, müvekkilinin mutabakata uyulmasını ya da paranın iadesini istediğini ancak davalı şirketin taleplerinde ısrarcı olduğunu, müvekkilinin fazla ödeme yapmayacağını bildirmesi üzerine 19.000 USD’nin 12/03/2013 tarihinde müvekkilinin hesabına iade edildiğini, aradaki şifahi sözleşmenin davalının iradesi ile sona erdiğini, ancak davalının uhdesinde kalan 8.000 USD’yi ödemediğini, bu miktarın iadesinin istenildiğini ancak davalının ödeme yapmayarak temerrüde düştüğünü ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.000 USD’nin ticari faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, gümrük ve vergiler hususunda sorumlu olunacağının müvekkili tarafından kabul edilmediğini, gümrük bedellerinin müvekkili tarafından ödenmesi gerektiği konusunda davacı tarafın ısrarı nedeni ile şifahi anlaşmanın davacı tarafından bozulduğunu, bu nedenle araçların bekleme ücretlerinin kesildiğini ve taşıma karşılığı müvekkili hesabına gönderilen paradan mahsup yapılarak 19.000 USD’nin davacı hesabına iade edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, olaya CMR hükümlerinin uygulanması gerektiği, taraflar arasındaki şifahi taşıma sözleşmesinde bekleme ve taşımaya ilişkin diğer masrafların hangi tarafça ödeneceğine dair bir hüküm bulunmadığı, karayolu ile yapılan taşımalarda bekleme ücretinin uygulandığı, sektör derneği UND verilerine göre 2013 yılı bekleme ücretinin 180Euro+KDV olarak belirlenebileceği, bu durumda toplam 1.630 Euro bekleme ücreti ödenmesi gerektiği, davalı şirketin ... geçiş belgesi için mahsup edildiğini
savunduğu 2.100 Euro ücrete ilişkin olarak ispata yarar bir delilin sunulmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 6.370,00 USD’nin ödeme tarihi olan 12/03/2013 tarihinden itibaren devlet bankalarının bir yıl vadeli Amerikan Dolarını ödediği en yüksek faiz oranı nispetinde işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 583,35 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 30/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.