Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/11823
Karar No: 2019/12934
Karar Tarihi: 22.10.2019

Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2019/11823 Esas 2019/12934 Karar Sayılı İlamı

17. Ceza Dairesi         2019/11823 E.  ,  2019/12934 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık

    Hırsızlık suçundan, suça sürüklenen çocuk ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b, 143, 31/3 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 26 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Çarşamba 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/12/2013 tarihli ve 2012/498 Esas, 2013/475 Karar sayılı kararının kesinleşmesini müteakip anılan karara karşı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 23/09/2019 tarihli ve 94660652-105-55-8655- 2019-kyb sayılı “Kanun yararına bozma” isteminde bulunulduğundan, bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başavcılığının 02/10/2019 tarihli ve 2019/93450 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderilmekle incelendi:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istem yazısında;
    “Dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk hakkında nitelikli hırsızlık suçundan hüküm kurulurken 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 142/1-b ve 143. maddeleri gereğince belirlenen 2 yıl 4 ay hapis cezasından, aynı Kanun"un 31/3. maddesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapılması sonucu 1 yıl 6 ay 20 gün hapis ve anılan Kanun"un 62. maddesi uyarınca bu oran üzerinden indirim yapılarak 1 yıl 3 ay 16 gün hapis cezası yerine hesap hatası sonucunda 1 yıl 6 ay 26 gün hapis cezasına hükmedilerek fazla ceza tayin edilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
    Hukuksal değerlendirme:
    5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
    Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağan üstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerintakdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.(Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
    Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
    Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir.
    19/01/2011 tarihli ve 27820 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 11/01/2011 tarihli ve 6099 sayılı Kanun ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun "Bilinen Adreste Tebligat" başlıklı 10. Maddesi;
    "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir.
    (Ek fıkra: 11/01/2011-6099 S.K./3.mad.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." biçiminde düzenlenmiştir.
    Anılan Kanun"un “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesi; “(Değişik: 19/3/2003-4829/2 md.) Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.” şeklindedir.
    7201 sayılı Kanun’un 20. maddesinde "13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir." hükmüne yer verilmiştir.
    Tebligat Kanunu’nun 23. maddesinde,
    “Tebliğ bir mazbata ile tevsik edilir. Bu mazbatanın:
    1.Tebliği çıkaran merciin adını,
    2.Tebliği istiyen tarafın adını, soyadını ve adresini,
    3.Tebliğ olunacak şahsın adını, soyadını ve adresini,
    4.Tebliğin mevzuunu,
    5.Tebliğin kime yapıldığını ve tebliğ muhatabından başkasına yapılmış ise o kimsenin adını, soyadını, adresini ve 22 nci madde gereğince tebellüğe ehil olduğunu,
    6.Tebliğin nerede ve ne zaman yapıldığını,
    7.21. maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara mütaallik muamelenin yapıldığını, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebi,
    8.(Ek: 11/1/2011-6099/6 md.) Tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydı,
    9.(Değişik: 19/3/2003-4829/7 md.) Tebliğ evrakı kime verilmiş ise onun imzası ile tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzasını, (1) İhtiva etmesi lazımdır.” hükmü bulunmaktadır.
    Aynı Kanun’un 21. maddesinde ise;
    “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
    (Ek fıkra: 11/1/2011-6099/5 md.) Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. (Ek: 19/3/2003-4829/5 md.) Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.” hükümlerine yer verilmiştir.
    İnceleme konusu somut olayda:
    Suça sürüklenen çocuk ...’nın yokluğunda verilen kararın, MERNİS adresi olduğu belirtilen “...” adresine tebliğ edildiği, tebligat parçası üzerinde “Gösterilen adrese gidildi. Adreste babası ...’dan soruldu. Muhatabın İstanbulda olduğunu imzalı olarak beyan etmiştir. Tebligat üzerindeki adres muhatabın AKS adresi olduğundan evrak ile ilgili mahalle muhtarlığına bırakılarak muhatabın kapısına 2 no’lu haber kağıdı yapıştırılmıştır. T.K 21/2 (Ek fıkra)” şerhinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun "Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat" başlıklı 16. maddesinde, kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğin, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılacağı düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 20. maddesine göre ise, tebliğ memuru tebliğ evrakını tebligat yapacağı kişiye vermelidir. Ayrıca Tebligat Kanunu’nun 23. maddesine göre, muhatap dışında tebliğ yapılan kişinin ehil olup olmadığı da tebliğ evrakında gösterilmelidir.
    Anılan tebliğin ise, Tebligat Kanunu’nun 16. maddesi yerine, suça sürüklenen çocuğun MERNİS adresi olduğu belirtilen adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre yapıldığı, suça sürüklenen çocuğun babası olduğu belirtilen ...’nın tebligatı almaya ehil olup olmadığının, suça sürüklenen çocukla aynı konutta oturup oturmadığının tebligat parçası üzerinde gösterilmediği gibi, tebliğ varakasının ...’ya verildiğine dair bir bilginin de bulunmadığının anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuğa gerekçeli kararın usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle kararın usulüne uygun kesinleşmediği belirlenmekle;
    İkincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna ancak hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde başvurulabilmesi karşısında; öncelikle 17.12.2013 tarihli kararın usulüne uygun olarak suça sürüklenen çocuğa tebliğ edilmesi ve temyiz kanun yoluna başvurulması halinde gereğine tevessül edilmesi, temyiz kanun yoluna başvurulmaması halinde ise, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 23/09/2019 tarihli ve 94660652-105-55-8655- 2019-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02/10/2019 tarihli ve 2019/93450 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesine konu hukuka aykırılık açısından yeniden kanun yararına bozma talebinde bulunulması gerekmektedir.
    SONUÇ VE KARAR:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden, açıklanan nedenlerle, anılan hususlara yönelik kamu yararına bozma isteminin REDDİNE, 22/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi