Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/15187 Esas 2018/12253 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15187
Karar No: 2018/12253
Karar Tarihi: 12.09.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/15187 Esas 2018/12253 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/15187 E.  ,  2018/12253 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;


    -KARAR-

    Dava, hile(aldatma) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakanından intikal eden 1968 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki miras payını devretmesi karşılığında davalıların dava dışı 1514 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını kendisine temlik edecekleri konusunda davalılarla 01/10/2013 tarihinde anlaştıklarını, 1968 ada 3 parseldeki payını davalılara devretmesine rağmen davalıların 1514 ada 3 parseldeki paylarını devretmediklerini ileri sürerek davalılar adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras pay oranında tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, davaya konu taşınmazın 13/06/2011 tarihinde devredildiğini, satışın gerçek olduğunu ve hak düşürcü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacının çekişme konusu 1968 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki veraseten intikal eden 1/24 payını 13.06.2011 tarihinde davalılara satış suretiyle devrettiği kayden sabittir.
    Bilindiği üzere hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya ... etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Ne var ki, mahkemece hükme yeterli inceleme ve araştırma yapıldığını söylebilme olanağı yoktur.
    Şöyle ki, davacı; davalıların kendisini uzun süre oyaladıklarını ve 2014 yılında aralarındaki anlaşmayı yerine getirmeyeceklerini bildirdiklerini, aldatıldığını bu tarihte öğrendiğini ileri sürmüş ancak mahkemece, taraflarca gösterilen tanıklar dinlenmeden sonuca gidilmiştir.
    Hal böyle olunca, mahkemece yukarıdaki ilkeler doğrultusunda delillerin eksiksiz toplanması, tarafların bildirdikleri tanıkların öncelikle hak düşürücü süre yönünden dinlenilmesi, TBK’nın 39.maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin açıkça saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle karar verilmesi doğru değildir.
    Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.