9. Hukuk Dairesi 2016/1338 E. , 2016/2358 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, davalı.. ... tarafından diğer davalı .... Sendikasına verilen yetki tespit belgesinin 6356 Sayılı Kanunun amir hükümlerine (işyeri ve yeterli üye sayısı açısından) aykırı olduğunu iddia ederek, Bakanlık tarafından verilen işletme tipi yetki belgesinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacı şirketin aynı iş kolunda kurulu toplam 7 işyerinin bulunduğunu, dava konusu yetki tespit tarihinde işyerlerinde toplam çalışan işçi sayısının 176 olduğunu, 6356 sayılı Kanunun 41. maddesi uyarınca işletme tipi toplu iş sözleşmesi için aranması gereken nisabın %40 olduğunu, bu nedenle işçi sendikasının işletmeye dair işyerlerinde 176 x 0,40 =70 üyesi olması gerektiğini, oysa Bakanlıkça verilen işletme tipi... yetki belgesinin davalı işçi sendikasının 2 işyerinde 51 üyesi olduğu ve bu şekilde gerekli çoğunluğu sağladığı gerekçesiyle verildiğini, davalı... ... tarafından diğer davalı.... Sendikasına verilen yetki tespit belgesinin 6356 Sayılı Kanunun amir hükümlerine (işyeri ve yeterli üye sayısı açısından) aykırı olduğunu iddia ederek, Bakanlık tarafından verilen işletme tipi yetki belgesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının özeti:
Davalı .... ... vekili, davalılardan.... Sendikasının adı geçen işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmak için 28/01/2013 tarihinde başvuruda bulunduğunu, başvuru tarihi itibariyle söz konusu işyerlerinde 112 işçinin çalıştığını, bunlardan 51 işçinin... Sendikasına üye olduğunun tespit edildiğini, buna ilişkin yetki tespit yazısının taraflara gönderildiğini ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı.... Sendikası vekili, davanın süresinde açılmadığını, usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu sigorta bildirgelerindeki işyeri sicil numaralarından anlaşıldığı üzere davacı şirkete ait işyerlerinden sadece 2 tanesinin gıda işkolunda olduğunu, diğer işletmelerin farklı işkollarında olduğunu, bu hususun işveren ve bakanlık kayıtlarından anlaşılacağını, ayrıca davacının kendi işyerlerini farklı işkollarında kaydettirdiğini ve şimdi bu işyerlerinin gıda işkoluna dahil edilmesini talep etmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Mahkemenin ilk kararı Dairemizin 2014/29756 esas 2014/30769 karar sayılı ilamı ile özetle ve sonuç olarak, “Somut olayda temel problem davacının tespit dışı bırakıldığını ileri sürdüğü işyerlerinin de tespit yapılan ve işletme oluşturduğunun kabulüyle yetki tespitine konu edilen işyerleriyle birlikte işletme oluşturup oluşturamayacağıdır. Mahkemece davacı.. ve .... ve ...."nin ../........ .../... ve .../... adreslerinde faaliyet gösteren şube işyerlerinin işkolu bildirimini hangi tarihte yaptığının bildirilmesi istenilmiş; müzekkere cevabı ekinden gönderilen işyeri bilgilerinde bir kısım iş yerinin taşımacılık iş kolunda bildirildiği , bu bildirimlerin hangi tarihte yapıldığı açıklanmadığından yargılamada ileri sürülen 17.04.2008 tarihli iş kolu tespitinden önce mi, sonra mı, yapıldığı anlaşılamamıştır.Bu işyeri bildirgelerinde ve işkolu tespit kararında yer alan... Dosya numaraları karşılaştırıldığında mahkemece yetki tespitine dahil edilen işyerlerine ait ...Dosya numaralarıyla aynı olmadığı ; adres bilgilerinin ise aynı olduğu gözlemlenmiştir.6356 sayılı Yasanın 5. maddesi uyarınca işkolu tespit süreci işletilmediği sürece işyerinin girdiği işkolu sosyal güvenlik kayıtlarındaki koddan hareketle belirlenecektir. Mahkemece öncelikle 2008 yılına ait işkolu tespit kararından sonra yapılmış bir bildirim olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalı; 2008 yılına ait işkolu tespit kararına ilişkin evraklar getirtilerek; davacının..., .., ..., . yer alan işyerlerine ilişkin .. kayıtları, ticaret sicil kayıtları, ana sözleşme ile işyerlerindeki organizasyonu ve varsa işyerlerinin birbirleriyle ilgilerini gösterir yönetsel belgeler dosya kapsamına dahil edilmeli, burada yapılan işlerin bağımsız nitelikte olup olmadığı , sonucuna göre ortada tek bir işyeri ve ona bağlı yer mi, birden fazla işyeri mi olduğu, birden fazla işyeri mevcut ise bunun toplu iş hukuku anlamında aynı işkolunda yer alan işyerlerinden oluşan bir işletme mi olduğu, eğer işletme söz konusu ise bunun merkezinin neresi olduğu ortaya konulduktan sonra yetkili mahkeme olunup olunmadığı belirlenmelidir. Bu noktada gerekirse keşif ve bilirkişi deliline de başvurularak sonuca gidilmelidir.”gerekçesiyle bozulmuştur.
D) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece verilen ilk kararın Dairemizce “öncelikle 2008 yılına ait işkolu tespit kararından sonra yapılmış bir bildirim olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalı; 2008 yılına ait işkolu tespit kararına ilişkin evraklar getirtilerek; davacının ..., ..., ...,.. ,.. ‘de yer alan işyerlerine ilişkin... kayıtları, ticaret sicil kayıtları, ana sözleşme ile işyerlerindeki organizasyonu ve varsa işyerlerinin birbirleriyle ilgilerini gösterir yönetsel belgeler dosya kapsamına dahil edilmeli, burada yapılan işlerin bağımsız nitelikte olup olmadığı , sonucuna göre ortada tek bir işyeri ve ona bağlı yer mi, birden fazla işyeri mi olduğu, birden fazla işyeri mevcut ise bunun toplu iş hukuku anlamında aynı işkolunda yer alan işyerlerinden oluşan bir işletme mi olduğu, eğer işletme söz konusu ise bunun merkezinin neresi olduğu ortaya konulduktan sonra yetkili mahkeme olunup olunmadığı belirlenmelidir. Bu noktada gerekirse keşif ve bilirkişi deliline de başvurularak sonuca gidilmelidir” gerekçesiyle bozulması üzerine yapılan yargılama sonunda, bilirkişi raporuna dayanılarak; tespit kararının sadece bu işyerlerine münhasır verildiği ve sadece bu işyerlerinin gıda işkolunda ve işletme düzeyinde olduğu kabul edildiği takdirde dahi; bilirkişi raporunda belirtiliği üzere 136 çalışan 51 sendika üyesi işçi bulunacağından bu durumda dahi %37,50 oranında sendikalı işçi bulunduğundan daval... Sendikasının 6356 sayılı Yasanın 41.maddesinde düzenlenen “Başvuru tarihinde çalışan işçilerin işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması” koşulunu taşımadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
E) Temyiz:
Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
F) Gerekçe:
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, bozma ilamına uyulmasına rağmen davacı şirket tarafından dosyaya sunulan, işyerlerinin isim ve adresleri, bazı aylara ait aylık prim ve hizmet belgeleri, bazı işyerlerine ilişkin olarak davacı şirketin sgk’na verdiği işkolu kodu ve prim oranlarının değiştirilmesi talepli dilekçeler ile bu taleplerle ilgili sgk belgeleri ve .., ..., ..../...... ve .... fabrikalarına ait faaliyet belgeleri dosya kapsamına dahil edilerek ve bilirkişilerce dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde düzenlenen rapor ile sonuca gidilmiştir.
Oysa daha önce bozmada belirtildiği gibi, işkolu tespit davalarında her işverenin işyerinin bağımsız işyeri olarak kabul edilip o işyerinde yapılan işlerin niteliği itibarıyla işkolu tespiti gerekir. İşkolu tespitinde birim olarak “işyeri” esas alınır. İşyeri organizasyonu içerisinde asıl işin gerçekleşmesini sağlayan diğer işler ise yardımcı işlerdir.
İşkolu esasının uygulanabilmesi, her işyerinin girdiği işkolunun tespit edilmesine bağlıdır. İşyerinin girdiği işkolu işyerinde yürütülen asıl işe göre belirlenir. Asıl iş, işyerinin teknik amacı, mal veya hizmet üretimi amacıyla yürütülen faaliyetlerdir.
6356 sayılı kanunla bir birimin bağlı yer veya bağımsız bir işyeri olarak nitelendirilmesi daha da önem kazanmıştır. Bir birim bağımsız bir işyeri olarak nitelendirildiğinde işkolu bu birim içinde yürütülen asıl işe göre belirlenirken, aynı birim bağlı yer olarak nitelendirildiğinde asıl işyerinde örgütlenmiş bir sendikanın faaliyet alanına ve toplu iş sözleşmesinin kapsamına dahil olacaktır. Bir birimin bağlı yer olarak nitelendirilmesi için işin niteliği yönünden bağlılık yeterli olmayıp, yürütümü bakımından da bağlılık gerekir. Yönetimde birlik ölçütünden anlaşılan farklı birimlerdeki mal veya hizmet üretiminin tek elden yürütülecek biçimde örgütlenmesi, bu birimlerin bağımsız bir organizasyon niteliği taşımamasıdır.
Asıl iş ve yardımcı iş kavramının her bağımsız işyeri için bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekir. Asıl iş yardımcı iş ayırımı bir işyerindeki işler için geçerli olup, işletme seviyesinde incelenemez, bir işletmeyi oluşturan farklı işyerleri arasında asıl iş yardımcı iş ilişkisi kurulamaz (Ekonomi, 1991:41-43;..., 2006:608;..., 2010:123; ..., 2013:459-460; ..., 2013: 88-89;...., 2007:316;... ve..., 2013:45 ;..., 2012:313;... 2010: 138; ..., 2011:135;....: 2012:17;... ve... 2013:77.... İşkolu Esası ve İşkolunun Belirlenmesi......, Çalışma Ve Toplum Dergisi. Sayı 39).
Dosya kapsamına ve bilirkişi raporuna göre, davacı şirketin merkez işyerinin../ ... olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece öncelikle davacı şirkete ait 7 işyerinin tamamına ilişkin ... kayıtları, ticaret sicil kayıtları, ana sözleşme ile işyerlerindeki organizasyonu ve varsa işyerlerinin birbirleriyle ilgilerini gösterir yönetsel belgeler getirtilmeli, bundan sonra özellikle ... / ...’da bulunan işyerinin yapısı üzerinde durulmalı, burada yapılan işlerin bağımsız nitelikte olup olmadığı ile söz konusu işyerinin şirket merkezi olarak adlandırılmakla beraber irtibat bürosu gibi faaliyette bulunup bulunmadığı, diğer işyerlerine ilişkin iş ve işlemler yapılıp yapılmadığı belirlenmeli ve sonucuna göre ortada tek bir işyeri ve ona bağlı yer mi, birden fazla işyeri mi olduğu, birden fazla işyeri mevcut ise bunun toplu iş hukuku anlamında aynı işkolunda yer alan işyerlerinden oluşan bir işletme mi olduğu, eğer işletme söz konusu ise bunun merkezinin neresi olduğu ortaya konulduktan sonra iptali istenen yetki tespiti hakkında değerlendirme yapılmalıdır. Bu noktada gerekirse keşif ve yeniden bilirkişi deliline de başvurularak sonuca gidilmelidir.
Mahkemece eksik inceleme ile bozma gerekleri yerine getirilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.