11. Hukuk Dairesi 2016/12552 E. , 2018/4078 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 15/01/2016 tarih ve 2013/416-2016/36 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı nezdinde bitkisel ürün sigorta poliçesi kapsamında sigortalı bulunan kayısı bahçesinde don olayı sebebiyle verim kaybı yaşandığını, oluşan zararın davalı tarafından ödenmesi gerektiğini ileri sürerek şimdilik 7.500,00 TL maddi tazminatın 01.08.2008 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiş, daha sonra talep sonucunu ıslah ederek 8.160,00 TL’nin 28.05.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, hasarın don olayından kaynaklanmadığı, ürünlerde fizyolojik nedenlere bağlı dökülme meydana geldiğinin tespit edildiğini, bu durumun teminat kapsamı dışında bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede rakım yüksekliği de dikkate alındığında kayısı ağaçlarının dona maruz kaldıkları, davacıya herhangi bir ödemenin yapıldığına ilişkin bir belgenin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davacı tarafça, davalı ... ile arasında bitkisel ürün sigorta poliçesi kapsamında oluşan zararın tazmini istemi ile açılan işbu davada, yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kabülüne karar verilmiştir. Ancak, davacı tarafça dava değeri fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 7.500,00 TL olarak belirtilmiş ve bu miktar üzerinden dava harçlandırılmış, mahkemece bozma öncesi yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 26.03.2013 tarih ve 2012/7458 Esas-2013/5848 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında davacı vekili 08.12.2015 havale tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 8.160,00 TL"ye yükseltmiş ve mahkemece de ıslahla artırılan bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Islah tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 177. maddesinde ıslahın tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği düzenlenmiştir. Yine, mülga 1086 sayılı HUMK 84. maddesi de aynı mahiyettedir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 06/05/2016 tarih ve 2015/1 E- 2016/1 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Bu durumda mahkemece, davacı vekili tarafından bozma sonrası ıslah edilen miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 29/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.