23. Hukuk Dairesi 2015/6083 E. , 2016/3956 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
DAVALILAR : 1-.... Vek. Av. ... 2-... Vek. Av. ...
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı .... yönünden kısmen kabulüne, davalı ... yönünden reddine, yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ile davalı .... vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalılardan ... ile 19.12.2008 tarihindeki ihale sonucu “Muhtelif Birimlerde Çalıştırılmak Üzere Yardımcı Personel Hizmet Alımı” sözleşmesi imzalandığını, bir önceki ihaleyi alan firmada çalışan işçilerin listesinin müvekkili şirkete verilip bunların işe alınmasının sağlandığını, Belediye Başkanlığının eski işçilerle çalışmak istemediğini, bu işçileri işten çıkardığını, ancak resmi çıkış işlemlerinin müvekkili şirketçe gerçekleştirildiğini, işçileri işe alan ve çıkaranın müvekkili olmadığı halde işçilerden bir kısmının.... Mahkemesinde açmış oldukları davalar sonucu işçilerin haklarının müvekkili tarafından ödendiğini, asıl işveren olarak davalı ... ile devreden işveren olarak diğer davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 15.000,00 TL"nin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, rücu sıralamasında kanundan doğan sorumluluk ile sözleşmeden doğan sorumluluğun birlikte bulunduğu durumlarda tazminatın en son sözleşme sebebiyle sorumlu olanda kalacağını, müvekkiline karşı açılan davanın husumetten reddedilmesi gerektiğini, sözleşmeye göre davacının, çalıştırdığı işçilerin tüm özlük haklarını karşılamakla yükümlü olduğunu, davacının, müvekkilinin açmış olduğu hizmet ihalesini aldığını ve 19.12.2008 tarihinde sözleşme imzaladığını, davacının kendi işçilerine ödediği işçilik alacaklarından dolayı müvekkilinin yükümlülüğünün bulunmadığını, davacı tarafın birlikte sorumluluk esasını hatalı yorumladığını, davanın yasal süre içinde açılmadığını, iki ayrı işçiye ait ödemenin tek davada istenemeyeceğini, avans faizi uygulamasının da yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında “Muhtelif Birimlerinde Çalıştırılmak Üzere Yardımcı Personel Hizmet Alımı” konusunda 19.12.2008 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşme ve şartname gereğince sorumluluğun davalı şirkete ait olduğu, işçilerin davalı şirketin işçileri olduğu, davalı şirket vekilinin "müvekkilinin çalıştırdığı işçilerin kayden kendi işçileri olarak gözüktüğü, asıl işverenin ... olduğu" yönündeki muvazaa iddiasının yazılı delillerle ispatlanmasının gerektiği ve bu konuda herhangi bir delil sunulmamış olduğu gerekçesiyle davanın davalı .... Gıda .../...
S.2
..... yönünden kısmen kabulüne, alt işveren, işçiye ödeme yaparak kendisine ait olan borcu ödemiş olduğu ve bu ödeme nedeniyle asıl işverene rücu hakkı olmaması gerekçesiyle, diğer davalı ... yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı .... vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin ve davalı .... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Taraflar arasında sözleşmenin 9. maddesinde ek olduğu belirtilen Teknik Şartname V-a ""yüklenicinin yükümlülükleri"" başlıklı maddesinde, yüklenicinin çalıştırdığı elemanların özlük ve sosyal haklarını karşılamak ve ödemek zorunda olduğu ve bu konuda idarenin hiçbir sorumluluğu bulunmadığı bildirilmiştir. Ne var ki, kayden davacı yanında çalışan ve davacı tarafça ödenen işçilerin alacakları uyuşmazlık konusu olmuş ve bedelleri davacı yanca ödenerek mevcut davada dava konusu yapılmışsa da Yargıtay 22. .... sayılı bozma ilamında davacı işçisinin davalılar arasında yapılmış olan daha sonrada aynı sözleşmeyi davacının yüklenmesi ile devam eden "yardımcı personel hizmet alım ihalesi" kapsamında çalıştırıldığı, sözleşme konusunun bir işin yaptırılması değil, personel (işçi) temini olduğu, bu nedenle 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2/6. maddesine uygun bir asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmadığından işçilerin başlangıçtan itibaren belediye işçisi olduğu ifade edilmiştir. Bu itibarla davalı ... hakkında ret kararı verilmesi doğru olmadığı gibi, sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 99. maddesi uyarınca davalı ... hakkında sorumsuzluk anlaşması bulunup bulunmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekirken, bu konuda herhangi bir inceleme yapılmadan sonuca varılması da doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı .... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı .... vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.