
Esas No: 2016/12146
Karar No: 2018/4077
Karar Tarihi: 29.05.2018
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/12146 Esas 2018/4077 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/06/2016 tarih ve 2015/275-2016/528 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, tebligatın usulsüz bir şekilde yapıldığını, hesabına haciz konduğunda müvekkilinin takipten haberdar olduğunu, akabinde takibe itiraz edildiğini, müvekkilinin madencilik konusunda faaliyet gösteren dava dışı...Altın ve Metalik Maden İşletmeciliği Sanayi ve Dış Ticaret Anonim Şirketi unvanlı bir şirketin ortağı olduğunu, davalının dava dışı...Alim Şirketi"nin % 20 oranındaki hissesini 1.000.000 TL karşılığında alabileceğini hususunda anlaştıklarını, akabinde davalının 300.000 TL, 300.000 TL ve 400.000 TL tutarlarında ödemeler yaptığını, davanın müvekkiline ödenen 400.000 TL ile ilgili olduğunu, davalının gönderdiği havalelerde % 20 oranında hisse bedeli için ödeme yaptığının yazılı olduğunu, dava dışı şirketin söz konusu hisselerinin davalıya devredildiğini, davalının müvekkiline ve diğer ortaklara noterden ihtarname keşide ederek hile yoluyla kandırıldığından bahisle ... olduğu paranın iadesini istediğini, oysa davalı ..."nun parayı müvekkiline hisse devri karşılığında verdiğini ve hisseleri devraldığını ileri sürerek davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin durdurulmasına, icra dosyasında tahsil olunan paranın müvekkiline iadesine, % 20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkiline dava dışı şirketin % 20 hissesini 1.000.000 TL karşılığında devrettiğini, müvekkilinin parayı ödedikten ve ilgili yönetim kurulu kararını imzaladıktan sonra kendisine kâr ödenmemesi üzerine araştırmalar yaptığını, yaptığı araştırmalarda şirketin sermayesinin 1.000.000 TL olduğunu, faaliyetinin bulunmadığını, sermayesinin ödenmediğini, zarar ettiğini öğrendiğini, davalının diğer ortaklarla işbirliği içinde müvekkilini kandırdıklarını, müvekkilinin noterden ihtarname keşide ederek ödediği parayı geri istediğini, davacının ihtarnameye cevap vermediğini, bunun üzerine davalı aleyhine hile yolu ile aldığı 400.000 TL’nin iadesi için icra takibi başlattığını, takibin kesinleştiğini, hisse devir işleminin davacının müvekkilini aldatması (hile) neticesinde meydana geldiğinden geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davalının 2013 yılında genel kurula katılıp başkan yardımcısı olarak görev aldığı ve halen dahi dava dışı şirketin yönetim kurulu başkan yardımcısı ve imza yetkilisi olarak görüldüğü halde, hisse alımından dönmek için yaptığı takipteki bedeli isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 20.948,79 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 29/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.