22. Hukuk Dairesi 2017/11000 E. , 2018/5138 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı , davalı Bakanlığa bağlı Dr. ... Çocuk hastanesinde 18/03/1998 - 02/09/2013 tarihleri arasında ihale ile iş alan çeşitli firmalar bünyesinde çalıştığını, işyerinden emekli olarak ayrıldığım ileri sürerek kıdem tazminatı ,yıllık izin ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacının Bakanlığın çalışanı olmadığı gibi ihale makamı konumunda olduğundan asıl işveren sıfatını haiz olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 15 tam yıl hizmet süresi karşılığı toplam 268 gün yıllık izin hakkı olduğu ve kullandırılmadığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Ne var ki; davalı taraf davacının çalıştığı günleri gösterir imzasız puantaj kayıtları sunmuş olup kayıtlara işçilerin yıllık izne ayrıldığı dönemlerin işlendiği görülmektedir. Yine dosyaya işveren kaşe ve imzası da bulunan 17.12.2010 tarihli davacının 2010 yılı izninden 6 gün kullanmak istediğine ilişkin izin talep dilekçesi sunulmuştur. Davalı asıl işverenin kamu kurumu olduğu da dikkate alınarak bu kayıtlar incelenip kayıtlarda, davacının yıllık izinde olduğu işlenen dönemler var ise tespit edilmeli ve bundan sonra Mahkemece, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesine göre hakimin davayı aydınlatma yükümü gereği davacı asilden, bu kayıtlarda ve talep dilekçesinde belirtilen sürelerde yıllık izinlerini kullanıp kullanmadığı, kaç gün yıllık izin kullandığı, kaç gün kullanmadığı sorularak netleştirilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
5- Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının genel tatil çalışma alacağının tanık beyanlarına göre hesaplandığı görülmektedir. Bu durumda Mahkemece genel tatil çalışmasının tanık beyanları ile kanıtlandığı dikkate alındığında takdiri delil niteliğindeki tanık beyanları ile kanıtlanan genel tatil çalışma alacağından hakkın özünü etkilemeyecek şekilde uygun bir oranda takdiri indirim yapılması gerekirken, aksi yönde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan mahkeme kararının yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, 27.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.