Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/1992
Karar No: 2015/1724
Karar Tarihi: 19.062015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/1992 Esas 2015/1724 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Fatsa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen boşanma ve fer’ileri davası ile birleşen davanın reddine ilişkin karar, Yargıtay tarafından bozulmuştur. Mahkeme, evliliğin temelinden sarsılması sebebiyle davalı-davacı kocanın boşanma isteminin kabul edileceği yerde yetersiz gerekçe ile birleşen davanın reddedildiğine karar vermiş ve direnme kararı verilmiştir. Ancak, kararda geçen kanun maddeleri detaylı bir şekilde belirtilmemiştir.
Hukuk Genel Kurulu         2013/1992 E.  ,  2015/1724 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Fatsa 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
    TARİHİ : 19/02/2013
    NUMARASI : 2013/11-2013/84

    Taraflar arasındaki “boşanma ve fer’ileri” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Fatsa 1. Asliye Hukuk( Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince asıl davanın kabulüne; birleşen davanın reddine dair verilen 15.04.2010 Tarih ve 2009/823 E. 2012/53 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 14.11.2012 tarih ve 2012/7557 E. 2012/27075 K. sayılı ilamı ile;
    (...Yapılan soruşturma, toplanan delillerden, davalı- davacı kocanın eşine şiddet uyguladığı ve müşterek ikametgahın kilidini değiştirdiği, davacı-davalı kadınının da eşini sevmediğini söylediği ve tüp bebek tedavisinden kaçındığı; davalı-davacı kocanın boşanmaya neden olan olaylarda daha fazla kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların gelişimi karşısında davalı-davacı koca da dava açmakta haklıdır. Davalı-davacı koca lehine Türk Medeni Kanununun 166/2.maddesi boşanma koşulları gerçekleşmiştir. Bu durumda, davalı-davacı kocanın davasının da kabulüne karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile birleşen davanın reddi doğru bulunmamıştır...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN : Taraf vekilleri
    UKUK GENEL KURULU KARARI


    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Asıl dava evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiasına dayalı boşanma, yoksulluk nafakası,maddi ve manevi tazminat istemi; birleşen dava aynı sebebe dayalı boşanma ve manevi tazminat isteklerine ilişkindir.
    Davacı-davalı Saliha vekili asıl davada, davalı kocanın davacıya sürekli şiddet uyguladığını, eve kilitlediğini, hakaret ettiğini, tüm bunlara kendisini aldatmasına rağmen göz yumduğunu, ancak şiddet olaylarının devam etmesi nedeniyle artık çekilmez olan evlilik birliğini devam ettirmenin olanaksız hale geldiğini ileri sürerek, şiddetli geçimsizlik(evlilik birliğinin temelinden sarsılması) pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmalarına, 30.000 TL maddi; 25.000 TL manevi tazminat ile şimdilik 1.000 TL tedbir nafakası takdirine; davanın sonunda yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı-davacı Murat vekili de birleşen dava ile, davalı kadının tüp bebek tedavisine yanaşmadığını, temizlik ve yemek dışında kadınlık görevini yerine getirmediğini, kendisine sürekli küserek evliliği çekilmez hale getirdiğini ileri sürerek, boşanma ve 50.000 TL manevi tazminat istemiştir.
    Mahkemece, davacı-karşı davalı Saliha’nın, eşinden sık sık şiddet gördüğünü ifade etmiş ise de, bu hususu doğrulayan tanık beyanı, doktor raporu, soruşturma vs. olmadığı, darp edildiği ve sık sık kötü muameleye (eve kilitlenme, aç bırakılma v.s) maruz bırakıldığı iddiasının ispatlanamadığı, sadece boşanma davasının açıldığı günden 3 gün önce tarafların ailelerin de bulunduğu bir ortamda çıkan tartışma sırasında davalı-karşı davacı Murat "ın eşi Saliha" ya yumrukla vurarak yaraladığı hususunun sabit olduğu, zira bu eylemi ile ilgili olarak Murat Fatsa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/13 esas 2010/308 karar sayılı ilamı ile basit yaralama suçundan cezalandırıldığı, davalı-karşı davacı Murat"ın başka kadınlarla ilişkiye girdiği hususunun da ispatlanamadığı, taraflar arasındaki evliliğin 18 yıldır sürdüğü, bu süre zarfındaki geçimsizliklerinin esas sebebinin çocuklarının olamayışından kaynaklandığı, her iki tarafın da boşanmak istediği, taraf beyanları ve dinlenen tanık beyanları sonucunda evliliğin devam etmesinin aile ve toplum açısından bir yararının kalmadığı, darp edilen davacı Saliha"nın bu sebebe dayanarak boşanma davası açabileceğinin kabul edildiği, maruz kaldığı bu eylem sebebiyle manevi yönden de zarara uğrayacağının aşikar olduğu, ayrıca davacı Saliha"nın sosyal ve ekonomik durumu değerlendirildiğinde boşanma sebebiyle eşinin desteğinden yoksun kalacağı, bu sebeple maddi olarak da zarara uğrayacağı, davacı Saliha’nın işsiz olduğu, gelirinin olmadığı, davalı Murat’ın ise Nüfus Müdürü olduğu, düzenli gelirinin bulunduğunun anlaşıldığı, geçimsizliğin oluşmasında davacı-karşı davalı Saliha’nın kusurunun olmadığına kanaat getirildiği, davacı -karşı davalı Saliha’nın boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinden yoksulluk nafakasına hükmedilmesi de gerektiği gerekçesi ile asıl davadaki boşanma isteminin kabulüne, TMK 166/1.md uyarınca boşanmalarına, 10.000.- maddi, 5.000.- manevi tazminata ve aylık 500.- yoksulluk nafakasına, şahsi eşyalarla ilgili talep yönünden harç yatırılıp açılan bir dava olmadığı ve davacı vekilince bu istemden vazgeçildiğinden karar verilmesine yer olmadığına; mal rejiminin tasfiyesi ile ilgili istek ayrılıp yargılaması devam ettiğinden karar verilmesine yer olmadığına; birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
    Taraf vekillerinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece, yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece önceki gerekçeler genişletilmek suretiyle evliliğin bitmesinde davacı - karşı davalı Saliha"nın az da olsa kusuru olduğunu destekleyen tarafsız tanık beyanı veya aleyhine hüküm kurmaya yeterli delil bulunamadığı, davacı - karşı davalı Saliha"nın sağlık sorunları olan ve maddi geliri olmayan ev hanımı olduğu ve bu konumdaki bir bayanın Türkiye şartlarındaki durumu da değerlendirilerek evlilik birliğini temelinden sarsan olaylarda kusursuz olduğu, çocuğu olmamasının ve hasta olmasının kusur sayılamayacağı, M.K 166/2. maddesindeki koşulların oluşmasında tek kusurlunun davalı - davacı koca olduğu gerekçesi ile önceki kararda direnilmiştir.
    Direnme kararı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı kadının da kusurlu bulunup bulunmadığı, buna göre davalı kocanın açtığı birleşen davadaki boşanma isteminin de kabulünün gerekip gerekmediği noktasında ise de; boşanma davası reddedilen birleşen davacı koca direnme kararını temyizinde, davacı kadının ve kendi açtığı boşanma davasının reddine ilişkin verilen karara yönelik temyizi bulunmadığını bildirdiğinden boşanma kesinleşmiş olup, uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık boşanmaya neden olan olaylarda davacı kadının da kusurunun bulunup bulunmadığı noktasındadır.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davalı- davacı kocanın, davacı-davalı kadına şiddet uyguladığı, müşterek ikametgahın kilidini değiştirdiğinin ceza mahkemesi ilamı ve 05.01.2010 tarihli tutanakla sabit olduğu; öte yandan davacı kadının “kocasını sevmediği” şeklinde beyanda bulunduğunu bildiren tanık kayınpederi R.. S.. ile aralarında ceza dosyasına yansıyan husumet bulunduğu; tüp bebek tedavisine yanaşmadığını söyleyen tanık M.. S..’ün kocanın kardeşi, diğer tanıkların da davalı-davacı eşin mesai arkadaşları olduğu; buna karşılık davacı-davalı Saliha tanıklarından T.. P..’in, bu beyanların aksine kocanın çocuk istemediğini beyan etmesi karşısında, davacı kadına atfedilecek bir kusurun varlığı kanıtlanamadığından, bu yöne değinen yerel mahkeme direnme kararı yerindedir.
    Ne var ki, diğer temyiz itirazları incelenmediğinden dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
    S O N U Ç : Açıklanan gerekçeyle kusur yönünden direnme uygun bulunduğundan, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 19.06 2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi