14. Hukuk Dairesi 2018/1777 E. , 2018/3594 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 08/09/2014 - 13/03/2015 gününde verilen dilekçe ve birleştirilen dava ile önalım hakkından kaynaklanan ... iptali ve tescil talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.05.2017 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 27.02.2018 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Av. ... ile karşı taraf tan davacılar vekili Av. ... geldier. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Dava ve birleştirilen dava, önalım hakkına dayalı ... iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalılar vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl ve birleştirilen davaların kabulüne dair verilen karar Dairemizin 17.01.2017 tarihli 2016/10245 Esas- 2017/304 Karar sayılı ilamı ile "tefhim olunan kısa karar ile gerekçeli kararın farklı olduğu" gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleşen davaların kabulü ile 480 parsel iken yenileme ile 130 ada 201 parsel olan taşınmazda davalılar ve birleşen dosya davalısı adına kayıtlı hisselerin MK 732. madde gereğince önalım hakkı nedeniyle ... kayıtlarının iptali ile davacılar adına eşit oranda tapuya kayıt ve tesciline, karar kesinleştiğinde depo edilen satış bedeli olan 98.413,61 TL ile 3.047,00 TL ... harç ve masraflarından oluşan toplam 101.460,61 TL önalım bedelinin nemaları ile birlikte davalılara hisseleri oranında ödenmesine, asıl dava davalısı ... hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar ve birleştirilen dosyanın davalısı vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın “Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi” başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere;
“Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında yerilen nihai karar, hükümdür. Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur.”
Aynı yasanın “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesi gereğince; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
“Hükmün yazılması” başlıklı 298. maddesi gereğince de;
“Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” 10.04.1992 tarihli ve 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararında kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı, bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaatine göre karar verebileceği öngörülmüştür.
Somut olayda; mahkemece hüküm sonucunda 130 ada 201 parsel sayılı taşınmazda davalılar ve birleşen dosya davalısı adına kayıtlı hisselerin MK 732. Madde gereğince önalım hakkı nedeniyle ... kayıtlarının iptali ile davacılar adına eşit oranda tapuya kayıt ve tesciline, karar kesinleştiğinde depo edilen satış bedeli olan 98.413,61 TL ile 3.047,00 TL ... harç ve masraflarından oluşan toplam 101.460,61 TL önalım bedelinin nemaları ile birlikte davalılara hisseleri oranında ödenmesine karar verilmiş ise de, hüküm sonucunda davalıların her birinden iptal edilerek davacılar adına tesciline karar verilen payın miktarı açık ve infaza elverişli şekilde gösterilmemiş, yine depo edilen bedelin payları oranında davalılara ödenmesine karar verilerek davalılara ödenmesi gereken miktar açıkça belirtilmemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların son ... kayıtları getirtilip değerlendirilerek, iptal edilen ve tesciline karar verilen payların ve depo edilen bedelinde hangi miktarda davalılara ödeneceğinin hüküm sonucunda açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Bu hali ile verilen karar usul hükümlerine aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle; davalılar ve birleştirilen dosyanın davalısı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1.630 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalılar ve birleştirilen dosyanın davalısına verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.