17. Hukuk Dairesi 2015/8069 E. , 2018/1094 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; Davalı ... ve Tic. Ltd. Şti.ile Müvekkili şirketinin yapmış olduğu yapı malzemeleri alış verişinden doğan borcundan dolayı dava dışı ... İnş. Tic ve San. A.Ş. tarafından keşide edilen 4 adet çeki ciro ederek müvekkil şirkete verdiğini, bu çeklerin ilgili banka şubesinde karşılığı olmadığının çeklerin arkasında yazdığını, ... 5. İcra Müdürlüğü"nün 2013/4732 nolu dosyası ile icra takibine başlatıldığını, davalı şirketin verilen adreste bulunmadığını, haciz işleminin yapılamadığını, davalı adına hacze kabil menkul malın bulunamadığını, oysa icra takibinden kısa bir süre önce davalı şirket tarafından muvazaalı bir şekilde gayrimenkullerin devredildiğini, yapılan devir işlemlerinin borcun doğum tarihinden sonra olduğunu, tamamı davalı şirket adına kayıtlı bulunan ... ili, ... ilçesine bağlı ... mahallesinde bulunan 60634 Ada 5 nolu parselde kayıtlı B blok 20 nolu bağımsız bölümün 23/10/2012 tarihinde davalı ..."a devredildiğini, ..."ın ise 27/04/2012 tarihinde davalı şirketin ortağı olarak gözüktüğünü, davalı şirket adına tasarruf işlemini gerçekleştiren ..."ın davalı ... adına tapuda işlem yapan ..."ın oğlu olduğunu, davalı ... ile ..."ın kardeş olduğunu, tasarruf işleminin tarafların amca yeğen ilişkisi bulunduğunu, tamamı davalı şirket adına kayıtlı bulunan ... ili, ... ilçesine bağlı ... mahallesinde bulunan 60634 ada 5 nolu parselde kayıtlı B blok 18 nolu bağımsız bölümün 24/07/2012 tarihinde davalı ..."ya devredildiğini, bu satışların muvazaalı olduğundan bahisle dava konusu taşınmazlar üzerine teminatsız olarak yada taktir olunacak teminat (teminat mektubu) mukabilinde öncelikle ihtiyati haciz kararı verilmesine, tamamı davalı borçlu ... İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti. Adına kayıtlı olan ... ili, ... İlçesi ... mahallesinde bulunan ... ada 5 nolu parselde kayıtlı B blok 9. Kat 20 nolu bağımsız bölümün 23/10/2012 tarihinde 20.100,00 TL bedelle davalı ..."a devir işlemi ile tamamı davalı şirket adına kayıtlı bulunan aynı adresteki dava konusu 18 nolu bağımsız bölümün 24/07/2012 tarihinde 150.000,00 TL bedelle davalı ..."ya devri işleminin müvekkil şirket açısından iptaline ve alacaklarıyla sınırlı olmak üzere tarafına cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri; davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre;18 nolu bağımsız bölüm açısından; ... İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti. adına kayıtlı iken ...’ın vekaleten 150.000,00 TL bedelle ..."ya sattığı ve Türkiye İş Bankası A.Ş. Lehine ipotek konduğu, davalı ..."nın İş Bankasından 150.000,00 TL kredi kullandığı 01/10/2012 tarihli irsaliye faturasında bu taşınmazla ilgili 210.000,00 TL tapu satış bedeli olduğu, Keşif sırasında davalının davayı mesken olarak kullandığı anlaşılarak davalı ... yönünden İİK."nun 277 ve devamı maddelerinin gerçekleşmediği, taşınmazın gerçek anlamda ivazlı iyiniyetli olarak satın aldığı ve kullandığı kanaatine varılarak davanın reddine, 20 nolu bağımsız bölüm açısından da; tamamı ... İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti. Adına kayıtlı iken ... İnşaat ve Tic. Ltd. Şti. ...vekaleten payının tamamını 20.100,00 TL"ye ... adına ..."a vekaleten satılmış, ancak daha sonra 21/02/2013 tarihinde taşınmazın davalı ... tarafından dava dışı ..."e 100.000,00 TL bedelle satıldığı bu nedenle bu taşınmazla ilgili olarak dava konusu yapılan 23/10/2012 tarihli işlemden sonra taşınmaz dava dışı 3. Kişiye dava tarihinden önce satılmış olduğu anlaşılarak davanın diğer davalılar yönünden de reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise, İİK.nun 278, 279. ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.Öte yandan, tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, 20 nolu bağımsız bölüm açısından; taşınmazın dava dışı 3. Kişiye dava tarihinden önce satılmış olduğu anlaşılarak davanın reddine karar verilmişse de; varılan sonuç dosya kapsamına ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Dava konusu edilen 20 nolu bağımsız bölüm davalı borçlu ... Şirketinin yetkilisi olan ...tarafından diğer davalı yeğeni olan ...’a devredilmiştir. Onun tarafından da 21/02/2013 tarihinde dava dışı 4.kişi ...’e devredilmiştir. Bu durumda öncelikle 20 nolu bağımsız bölüm açısından; davacıya yeni malik olan ...’i davaya dahil edip etmeyeceği sorularak sonucuna göre inceleme ve araştırma yapılması, yerine eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru değildir.
3-Mahkemece; davanın esasına girilerek red kararı verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.Somut olayda takibe dayanak çeklerin keşide tarihine göre iptali istenen tasarruftan sonra düzenlendiği anlaşılmaktadır. Ancak bu durumun gerçekten tasarruftan sonra doğmuş bir borç ilişkisini mi yoksa daha önce yapılmış bir ticari ilişkiden kaynaklanan vadeli çek uygulaması olarak da bilinen bir vakıayı mı gösterdiği hususu yeterince araştırılmamıştır. Takip dosyasına konu çekler 2013 keşide tarihli olup; iptali istenen tasarruflar ise 23/10/2012 ve 24/07/2012 tarihinde yapılmıştır. Çekte vade olmamasına rağmen ticari hayatta vadeli çek kullanıldığı bilinen bir gerçek olduğundan davacı vekiline takip konusu çeklere dayanan borcun temel ilişkisinin tasarruftan önce doğmuş ise borcun doğumu konusunda varsa delillerini ve ticari defterlerini sunması ve borcun daha önce doğduğu ispatlandığı takdirde buna ilişkin dava koşulunun gerçekleştiği kabul edilerek ondan sonra işin esasına girilerek dava konusu edilen taşınmazlardan 20 nolu bağımsız bölüm yönünden; dava dışı ...’in iyiniyetli olduğunun anlaşılması halinde bedele dönüşen davada; davalı 3.kişi ... ile davalı borçlu ... Şirketinin yetkilisi olan ... arasında amca yeğen ilişkisi bulunduğundan İİK.md.280 şartlarının tartışılması gerekir. Bu durumda mahkemece,
davalı ...’ın borçlunun alacaklıdan mal kaçırma ya da alacaklıyı zarar kastını bildiği veya bilebilecek durumda olup olmadığının İİK"nun 280.maddesi kapsamında değerlendirilerek karar verilmesi gerekir. Aksi durumun tespiti halinde ise yani borcun doğumu tasarruf tarihinden sonra ise davanın ön koşul yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekir.Mahkemece tüm bu maddi hukuki olgular dikkate alınmadan eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.