Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/25389
Karar No: 2016/4229
Karar Tarihi: 10.05.2016

Yağma - Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2013/25389 Esas 2016/4229 Karar Sayılı İlamı

6. Ceza Dairesi         2013/25389 E.  ,  2016/4229 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Yağma, Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
    HÜKÜM : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu için Beraat;
    Nitelikli yağma suçu için eylemin TCK 160. maddesindeki suçu oluşturduğu gerekçesi ile düşme kararı

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

    1) Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün incelemesinde;

    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,

    2) Sanık hakkında kaybolmuş ya da hata sonucu ele geçirilmiş eşya üzerinde tasarruf suçundan kurulan hükmün incelemesinde;

    Belli bir olay ile ilgili suç işlediği izlenimini veren ve hakkında herhangi bir araştırma yapılan kişi şüpheli statüsüne girer.

    Yargılanacak her uyuşmazlık;

    Şüphelilik, uyuşmazlığın somut olması ve uyuşmazlığın çözümü şeklinde özellikleri vardır. O halde önce olay öğrenilmelidir.

    Sübut (veya ispat) meselesi maddi mesele olup, o halde önce olay öğrenilmelidir.

    Olay belirlendikten sonra olaya uygulanacak hukuki norm ve bunun olayın tipine uygun olup olmadığı konusunda sonuç çıkarılır. Maddi durumu tesbit hukuki durumu tesbittir.

    Ceza muhakemesinin asıl amacı maddi gerçeği ortaya çıkarmalıdır. Maddi gerçeğe ulaşılacak araçlar ise delillerdir.

    Deliller; sanık açıklamaları, tanık açıklamaları ve/veya bunun dışındaki kişilerin açıklamaları, kolluk, savcı ve hüküm tutanakları, özel yazılı açıklamalar, görüntü ve/veya ses kaydeden araçlarla açıklama ve belirtiler şeklinde ayrıma tabi tutulabilinir. Suçun konusu ve/veya alet olayın bir parçasıyken olay yerinde kalan her türlü iz ve eser, belirti delil olup, olayı temsil eden dolaylı delildir.

    Yağma olayında genelde tanık yoktur, bu nedenle mağdur beyanı önemlidir. Şayet bu konuda duraksama varsa yenilmesi gereken bir şüphe olduğu düşünülmesi gerekir. Bütün isnat araçları delildir. Soyut olarak da deliller eşdeğerdedir. Hakim sanık lehine, aleyhine olan delilleri araştırıp, kuşkudan arınmış olarak sonuca ulaşması gerekir. Kuşkular yenilmelidir. Hükümde varsayıma dayalı kuşkulu hal kalmamalıdır.

    Eylem veya eylemlerin bir suç olup olmadığının belirlenmesi için önce eylemin işlenip işlenmediğinin sorunu çözülerek başlanır. Hakim hangi kanıtı nasıl yorumladığı yorumu ile nasıl bir kanıya ulaştığını kararın gerekçesinde göstermek zorundadır.

    Gerekçedeki mantıksal kronolojik dizi ise iddia, savunma, kanıtlar, kanıtların yorumu sabit kabul edilen eylem, ihlal edilen norm, normun yorumu ve en nihayet ulaşılan sonuç olan hüküm şeklinde olmalıdır.

    Hırsızlık, başkasına ait taşınır bir malı zilyedin rızası bulunmaksızın faydalanmak amacıyla bulunduğu yerden alarak, kendi hakimiyet alanına sokmaktır.

    Yağma suçunda ise; başkasının zilyetliğinde taşınabilir malın, zilyedin rızası olmadan faydalanmak amacıyla cebir veya tehdit kullanmak suretiyle alınması olduğundan “zor yoluyla hırsızlık” bir kişiye karşı kullanılan icbar araçlarıyla haksız bir menfaat elde etmektir.

    Kaybolması veya hata sonucu ele geçirilmiş eşya üzerinde tasarruf ise, kaybedilmiş olması nedeniyle sahibinin zilyetliğinden çıkmış olan eşyayı ele geçiren kişinin bunu iade etmek veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmemek, eşyadan malik gibi tasarrufta bulunması hallerini açıklar.

    Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince;

    18.12.2010 günü saat 20:00 sularında ... üst geçit yanında kavga olayının anonsu üzerine olay yerine gelen emniyet güçlerini çevredeki vatandaşların yönlendirmesi ile “... Cafe” adlı işyeri önünde oturan mağdur ... "e ulaşıldığında, düzenlenen 18.12.2010 tarihli tutanak başlıklı belgede;

    Mağdur ... "in “Arkadaşı ..."un kendisini darp edip yanından ayrıldığını” şeklinde kaleme alınmasına karşın, mağdurun 18.12.2010 günlü polis beyanında; metruk binadan çıktıktan sonra ... adlı kişinin telefonu vermediği için kendisini dövüp, ... adına kayıtlı olup kullanımındaki telefonunu zorla alıp ayrıldığını,

    Mahkemede ise; ... ile tanıştığını evlenmeyi planladıklarını tokat atınca şikayet ettiğini ilk beyanında geçen olayları yaşamadığını, telefonun tartışma anında düştüğünü, zorla elinden alınmadığını suça konu telefonun ise yanında olduğunu belirtip,

    Mağdur duruşmada suça konu telefon budur diye gösterip anılan bu telefon ile ilgili tesbitler duruşma tutanağına yansıtılmıştır.

    Sanık ise tüm aşamalarda özetle; mağdur ..."yi tanıdığını, bir süre birlikte oldukları olay günü, ona gelen bir telefon üzerine tartıştıklarını, bu tartışması sırasında telefonun yere düştüğünü, mağdur ..."nin kaçması üzerine telefonu alıp, Alsancakta bir eğlence merkezinde çalışan arkadaşı ..."e bıraktığını yerini de polislere bildirdiğini ileri sürüp,

    Dinlenen tanıklar ise; mağdur ... ile sanık arasındaki olay öncesi arkadaşlıklarına açıklık getirmiştir.

    Mağdurun ..."in BTM ile giderilebilecek şekilde yaralandığı da saptanmıştır.

    Mağdur aşamalarda değişen anlatımlarına karşın savunma ve bunu teyit eden deliller ele alındığında;

    Öncelikle ortaya çıkan duraksamaların tamamen giderilebilmesi için savunma doğrultusunda, telefonun bırakıldığı ... adlı kişinin açık kimliği tesbit edilip, konu hakkında beyanı alınıp, suça konu telefonun iletişim kayıtları getirtilip olay sonrası sanık tarafından bir kullanımın olup olmadığı saptanıp; sonucuna göre delillerin bir bütün halinde takdiri ile sanığın suç teşkil eden haksız bir fiili olup olmadığı, varsa buna uygulanacak normun tayini gerektiği düşünülmeden eksik soruşturma ile yetinilip, dosya ile örtüşmeyen kabulle yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,

    Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi