MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Yağma, Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, Mala zarar verme, hakaret
HÜKÜM : Beraat

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

I-Sanık ... hakkında yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma; sanık ... hakkında hakaret suçlarından verilen beraat kararlarına yönelik yapılan temyiz incelemesinde;

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hâkimler Kurulunun takdirine göre, katılan vekilin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün istem gibi ONANMASINA,

II-Sanık ... hakkında yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve mala zarar verme suçlarından verilen beraat kararlarına yönelik yapılan temyiz incelemesine gelince;

Oluşa ve dosya içeriği ile yakınan ...’in olaydan sonra alınan 23/08/2010 tarihli karakol ifadesine göre, sanıklardan ...’un yakınanın halasının oğlu olduğu ve karşılıklı ticari ilişkide bulundukları, bu ilişki nedeniyle yakınanın sanık ...’den alacağının bulunduğu, alacağına karşılık ...’den aldığı çeklerden bir kısmının sahte çıkması nedeniyle yakınanın ...’i savcılığa şikâyet ettiği ve elindeki diğer çekleri de sanığa iade ettiği, sanıklardan ... ile de ...’in yanında olduğu sırada tanıştığı, sanık ...’in de ...’den alacaklı olması nedeniyle yakınan ile sanık ...’in bu tarihten sonra görüşmeye başladıkları ve ara sıra telefonda haberleşerek fikir alış-verişinde bulundukları, ...’in olaydan önce telefonla yakınanı arayarak “Ben adam buldum ...’den alacağımızı alacağız” dediği, yakınanın "nasıl" diye sorması üzerine, ...’in “Dağdakiler, ben 10 yıl dağda yaşadım” diye cevap verdiği, bunun üzerine yakınan ile sanık ...’in 16/08/2010 günü uçakla ...’a gittikleri, daha sonra birlikte ...’e geçtikleri, yakınan ile ...’in akşama kadar burada takıldıkları, sonrasında sanık ...’in “Adamlar hazır değilmiş, yarın gideceğiz” demesi üzerine, yakınanın ticari taksiyle ...’da ikamet eden bacanağı ...’in yanına gittiği ve geceyi orada geçirdiği, ertesi gün tekrar ticari taksiyle ...’e döndüğü, ...’le buluştuktan sonra ...’in ayarladığı ticari taksiyle ...’in köyümüz dediği yere gittikleri, burada 2-3 saat kaldıkları, daha sonra ...’in “Bugün de gelmeyecekler, Cuma günü gelecekler” demesi üzerine, yakınanın kalmak için tekrar ...’a gittiği, 20/08/2010 Cuma günü sabah erken saatlerde ...’e geri geldiği, ...’le buluştukları ve ticari taksiyle yeniden sanık ...’in boşaltılmış köyüne gittikleri, ...’in yakınana diğer sanık ...’i aramasını söylediği, yakınan “Ben niye ...’i arayayım, biz paramızı bu adamlardan almayacak mıyız” deyince, sanık ...’in “Kusura bakma, ben dağdakiler ile görüştüm, ben paramı alacağım, seni de rehin alacağız, adamlar da parayı ...’den alacaklar” dediği, bunun üzerine yakınanın, sanık ...’i aradığı, sanık ...’in telefonu yakınandan alarak ...’le tartışmaya başladığı, telefon görüşmesinden sonra sinirlenen sanık ...’in yakınana yumrukla vurduğu, yumruğun etkisiyle adli emanete alınan gözlüğünün kırıldığı ve yakınana hitaben “Ben bu parayı alacağım, senin ailenin durumu iyidir, ben seni rehin aldım, bu parayı bana ödeyeceksiniz, ya parayı ödersiniz ya da canını alırım” dediği, yakınanın olay nedeniyle burnu kanadığı için çeşmeye, oradan da kaldıkları yere döndükleri sırada sanığın 15-20 metre kadar önde gitmesinden faydalanan yakınanın dosyada mevcut HTS raporları ile de sabit olduğu üzere iki kez İl Jandarma Komutanlığını aradığı ve kaçırıldığını söylediği, ancak nerede olduğunu bilmediği için adres veremediği, görevlilerin yönlendirmesiyle yer tespiti yapılabilmesi amacıyla yine HTS raporları ile sabit olduğu üzere, ... nolu numaralara mesaj attığı, bundan sonuç alınamadığı, sanık ...’in durumu fark edip, yakınanın telefonun arama kayıtlarını sildiği, yakınandan babasını aramasını istediği, yakınanın babasına durumu anlatarak para istediği, bu sırada sanık ...’in telefonu aldığı ve yakınanın babasına “Benim canım çok yandı, ben de sizin canınızı yakacağım, eğer parayı vermezseniz oğlunuzu öldürürüm” dediği, yakınanın babasının “Benim kimseye borcum yok başkasının borcunu niye ödeyeyim” demesi üzerine, sanığın telefonu kapattığı ve yakınana “Bak bu parayı bul, bu para gelmezse seni öldürürüm” diye tehditlerini sürdürdüğü, yakınanın bu kez de amcasının oğlu ...’i telefonla aradığı ve ondan yardım istediği, sanık ...’in yakınanı sopayla dövdüğü, koluna ip bağlayıp sürüklediği, sonrasında yakınanın sanığa 100.000.-TL ödemeyi önerdiği, bunun üzerine sanığın yakınana ödeme konusunda yemin verdirip sonra serbest bıraktığı, serbest kalan yakınanın amcasının oğlu ...’i arayıp kendisini almasını söylediği, onun da bir arkadaşını göndererek İl Jandarma Komutanlığına ulaşmasını sağladığı olayda;

Yakınanın aşamalarda değişmeyen birbiri ile örtüşen beyanı ve bu beyanında geçen 20/08/2010 tarihinde saat 14:00 ila 15:00 sularında İl Jandarma Komutanlığını iki kez araması, koordinat bilgisi alabilmek için ... nolu numaralara mesaj göndermesi, yakınanın kullandığı ... nolu telefondan olay günü yapılan görüşmelere ilişkin baz istasyonuna ait veriler ile yakınanın aynı gün sonraki saatlerde babası ... ve ... ile ...’la konuştuğuna dair hususların dosyada mevcut arama kayıtlarıyla sabit olduğu halde bu durum değerlendirme dışında bırakılıp, yakınanın beyanında geçen ve olaya tanıklık ettiği anlaşılan yakınanın bacanağı ..., babası ..., amcasının oğlu ..., ... ve ... isimli kişiler ile ...’in arkadaşı olan ve yakınanı İl Jandarma Komutanlığına bıraktığı söylenen kişinin (açık kimliği tespit edilip) iddia doğrultusunda olaya ilişkin ayrıntılı beyanları saptandıktan sonra sonucuna göre, delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi gerektiği de gözetilmeden, eksik kovuşturmayla yetinilip yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle sanık hakkında atılı suçlardan yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 10/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.