Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/39
Karar No: 2015/1718
Karar Tarihi: 19.06.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/39 Esas 2015/1718 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/39 E.  ,  2015/1718 K.
  • TAŞINMAZIN İDARE TARAFINDAN KULLANILMASI
  • BEŞ YILLIK ZAMANAŞIMI
  • ECRİMİSİL İSTEMİ
  • HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 31
  • BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 60
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 995

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk (kapatılan Pendik 2.Asliye Hukuk) Mahkemesince davanın reddine dair verilen 21.06.2011 gün ve 2011/174 E., 2011/372 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 27.11.2012 gün ve 2012/9578 E., 2012/24009 K. sayılı ilamı ile;
(...Dava, taşınmazın davalı idarece kullanılması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesinin incelenmesinde; dava konusu taşınmaza 1988 yılında acele kamulaştırma kararı uyarınca el konulduğu, 20.06.2007 tarihinde bedel artırım davası açıldığı, taşınmazın 1988 yılından 2007 yılına kadar kullanımının kısıtlandığı, bu nedenle uğranılan zararın talep edildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 04.06.1958 tarih ve 15-6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir.
1 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.nun 31.maddesi uyarınca da uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu olduğu durumlarda hakim taraflara açıklama yaptırabilir ve soru sorabilir.
Bu nedenlerle, davacının talebinin haksız işgal tazminatı olup olmadığı sorulup, haksız işgal tazminatı istendiğinin anlaşılması halinde işin esasına girilerek inceleme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine dair hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir...)
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, dava konusu taşınmazın davalı idare tarafından kullanılmasından kaynaklanan ecrimisil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının paylı maliki olduğu 354 parsel sayılı taşınmaza davalı idarece Sabiha Gökçen Hava Limanı yapılması nedeni ile 20.04.1988 tarihinde acele kamulaştırma işlemi yapılarak el konulduğunu, 20.06.2007 tarihinde açtıkları Pendik 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/797E 2009/115K sayılı tezyidi bedel davasında taşınmazın bedelinin davacıya ödenmesine karar verildiğini, ancak taşınmaza idarenin el koyduğu 20.04.1988 ila 20.06.2007 tarihleri arasında davacının taşınmaz kullanımının kısıtlandığını ve davalı idarenin kamulaştırma yapılacağı yönünde bir beklenti yaratması sebebiyle de davacının senelerce taşınmazını dilediği gibi kullanamadığını, devamlılık arz eden mülkiyet kısıtlamaları nedeniyle bu süreler zarfında taşınmazın değerinde bir eksilme meydana geldiğini, serbest piyasa koşullarında taşınmazın satış ve kiralanması şeklinde değerlendirilemediğinden meşru beklenti sebebiyle kardan yoksun kaldığını belirterek fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile davacının uğramış olduğu 20.000,00 TL zararın, taşınmazın ilk kısıtlama tarihi olan 20.04.1988 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın taleplerinin zamanaşımına uğradığından davanın reddi gerektiğini, davanın esası yönünden ise dava konusu 354 parsel sayılı taşınmazın Bakanlar Kurulunun 20.04.1988 gün ve 88/12902 sayılı acele kamulaştırma kararı ile kamulaştırma işlemine tabi tutulduğunu, davacının taşınmazdaki payına karşılık 9.248.000 TL (eski) kamulaştırma bedelinin adına Emlak Bankası Bahçekapısı Şubesinde bloke edildiğini, 23.02.1994 tarihinde taşınmazın tapusunun Arsa Ofisi Genel Müdürlüğüne geçtiğini, ayıca davacı tarafından açılan tezyidi bedel davasının kabul edilerek davacıya taşınmazın değerinin ödendiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının, taşınmazına el atılan 20.04.1988 tarihinden sonraki dönemde taşınmazdan yararlanılamaması nedeniyle oluşan zararların tahsilini talep ettiği, kamulaştırmasız el atma halinde kamu kurumu, Kamulaştırma Kanununa uygun hareket etmeden, ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumda olduğundan bu bakımdan davanın, haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davası olduğu, Borçlar Kanununun 60. maddesinde haksız fiilden zarar görenin, bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davanın, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde haksız fiil tarihinden itibaren on yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğunun belirtildiğini, davacının tezyidi bedel davasını açtığı tarih olan 20.06.2007 tarihinde haksız fiili öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden bir yıllık süre içerisinde davacının dava açmadığından davalı tarafın zamanaşımı def"i yerinde olduğu kanaatine varılarak davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine; Özel Dairece yukarda başlık bölümünde metni aynen yazılı olan karar ile bozulmuş; mahkemece, önceki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararını davacı vekili temyize getirmektedir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının talebinin haksız fiilden kaynaklanan tazminata ilişkin mi yoksa haksız işgal tazminatı(ecrimisil) isteğine ilişkin mi olduğu ve bu hususun davacıya sorulup açıklattırılmasının gerekip gerekmediği sonucuna göre işin esasının incelenip incelenmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle, ecrimisil (haksız işgal tazminatı) kavramı üzerinde durulmasında yarar vardır:
4721 sayılı TMK 995.md. göre 08.03.1950 gün ve 22/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da kabul edildiği gibi, başkasının taşınmazını haksız olarak kullanmış olan kötü niyetli kimse, o taşınmazı haksız olarak elinde tutmasından doğan zararı ve elde ettiği veya etmeyi ihmal eylediği semereleri tazmin ile yükümlüdür. Zira işgal zararı, gelir getirebilecek bir yerin haksız işgali nedeni ile malikin o yerden olağan biçimde yararlanmaması yüzünden mal varlığındaki artışa engel olmaktır. Bu engel olmanın sağladığı mal varlığına girmeyen çoğalma en az kira, en çok da tam gelir yoksunluğu olarak değişebilir. Tazminatın amacı, el atma olmasaydı malikin mal varlığı ne durumda olacak idiyse o durumun sağlanmasıdır.
Öte yandan 25.05.1938 gün 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, haksız surette zabt ve el altına alma(fuzuli İşgal) sebebiyle hukuksal yararları bozulan taşınmaz mal maliklerince istenebilecek ecrimisilin beş yıllık zamanaşımına bağlı olduğu belirtilmiştir.Bu beş yıllık süre de dava tarihinden itibaren geriye doğru hesap edilmelidir.
Somut olayda; davacının paylı malik olduğu 354 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili Pendik 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.12.1992 gün 1991/37 E 1992/871 K sayılı dosyasında davacıya usulüne uygun tebligat yapılmadan 2942 sayılı Yasa’nın 17.maddesine göre taşınmazın davalı idare adına tesciline karar verilmiş, karar temyiz edilmeden 16.04.1993 tarihinde kesinleşmiştir.Davacı daha sonra Pendik 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.05.2009 gün 2007/297E 2009/115K sayılı dosyasında tezyidi bedel talebinde bulunmuş, dava kabul edilmiş ve karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir.Eldeki dava da ise davacı, davalı idare tarafından dava konusu taşınmaza 20.04.1988 yılında acele kamulaştırma kararı uyarınca el konulduğu, 20.06.2007 tarihinde bedel artırım davası açtığını, taşınmaza idarenin el koyduğu 20.04.1988 ila 20.06.2007 tarihleri arasında kullanımının kısıtlandığını kira geliri elde edemediği, kardan yoksun kaldığını ileri sürerek tazminat talebinde bulunmuştur.Davacının bu talebi dikkate alındığında tazminatın niteliği ecrimisil, diğer bir ifade ile haksız işgal tazminatıdır.
25.05.1938 gün 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre ecrimisil davaları 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan, davacı, dava tarihi olan 03.03.2011 tarihinden geriye doğru 5 yıllık ecrimisil talebinde bulunabilir. Ne var ki, davacının 20.06.2007 tarihinde açtığı tezyidi bedel davası ile mülkiyetin idareye geçtiğini öğrendiğinin kabul edilmesi gerektiğinden bu tarihten sonraki döneme ilişkin ecrimisil talebinde bulunamayacaktır.Davacının talep edebileceği ecrimisil 03.03.2006 ila 20.06.2007 tarihleri arasındaki döneme ilişkindir.
Bu itibarla mahkemece, davacının 03.03.2006 ila 20.06.2007 tarihleri arasındaki dönem bakımından belirlenecek ecrimisil tazminatının hüküm altına alınması gerekir.
Mahkemece, davacının talebinin haksız fiilden kaynaklanan tazminat olarak nitelendirilmesi ve davalının zamanaşımı defi dikkate alınarak davanın zamanaşımından reddine dair kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmelerde bir kısım üyelerce;dava konusu taşınmazın mülkiyetinin 1994 yılında idareye geçtiği bu tarihten sonra davacının ecrimisil isteyemeyeceğinden bu değişik gerekçe ile yerel mahkeme kararının onanması gerektiği, bir kısım üyelerce de davacının açıkça ecrimisil talebinde bulunmadığı,davacının talebinin haksız fiilden kaynaklanan tazminat olduğu ve bu talebin de zamanaşımına uğradığından yerel mahkeme kararının onanması gerektiği görüşleri savunulmuşsa da, yukarıda anlatılan nedenlerle çoğunlukça bu görüşler benimsenmemiştir.
Hal böyle olunca; yerel mahkeme direnme kararının yukarıda belirtilen değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı.. BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine 19.06.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi