16. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/3625 Karar No: 2019/7977 Karar Tarihi: 03.12.2019
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2019/3625 Esas 2019/7977 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2019/3625 E. , 2019/7977 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın onanmasına ilişkin yukarda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi... tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "dava konusu taşınmazın şerh sahibi olan Durmuş’un 2001 yılında vefat ettiği, taksim de ispat edilemediğine göre, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin TMK"nın 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu, elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar üzerinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payının taşınmazın tamamı üzerinde söz konusu olduğu, bu nedenle de Durmuş mirasçısı davalı ...’nin, payını terekeye göre 3. kişi konumunda bulunan davacıya satışı geçersiz olduğu gibi, dosya kapsamına göre davacı tarafın taşınmazda hak kazandırıcı zilyetliğinin bulunmadığı da anlaşıldığına göre, mahkemece davanın reddine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; davacı vekili tarafından temyiz edilen hüküm Dairemizin 11.03.2019 tarih, 2019/208 Esas, 2019/1607 Karar sayılı ilamı ile onanmış olup, bu kez davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davacı, 2/B şerhi ile orman sınırları dışına çıkarılarak Hazine adına tapuya kaydedilen taşınmazın bir bölümünün kendi kullanımında olduğunu öne sürerek beyanlar hanesine yönelik dava açmıştır. Diğer bir anlatımla, talep mülkiyete yönelik olmayıp, kullanım hakkının kendisinde olduğunun belirlenmesi ve tapunun beyanlar hanesine işlenmesine yönelik bulunmaktadır. Hal böyle olunca; Davada kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine maktu ve AAÜT"nin 3/2. maddesi hükmüne göre ret sebebi ortak olan davalılar lehine tek vekalet ücreti tayin ve takdiri gerekirken, her biri yararına ayrı ayrı ve nispi olarak hesaplanmış avukatlık ücretine hükmedilmesi isabetsiz ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, kararın vekalet ücretine ilişkin 5 ve 7. paragraflarının hüküm yerinden çıkartılarak yerine "karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendilerini vekille temsil ettiren davalı ... ve davalı Hazine"ye verilmesine" kelimelerinin yazılmak suretiyle ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile onanmasına karar verilmesi gerekirken sehven onandığı anlaşılmakla, davacı vekilinin karar düzeltme istemi belirtilen nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile Dairemizin, 11.03.2019 tarih, 2019/208 Esas, 2019/1607 Karar sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.