17. Hukuk Dairesi 2015/11464 E. , 2018/1087 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı Vekili; davacının ... Oto Lastik unvanlı toptan oto lastiği satışı yapan iş yeri bulunduğunu, iş yerinin 29/10/2010 tarihinde soyulduğunu ve oto lastiğinin çalınması suretiyle büyük çaplı maddi zarar meydana geldiğini, aynı gün ... Polis Merkezi Amirliğine bildirilen iş yeri hırsızlık olayının aradan geçen süreye karşın aydınlatılamadığını, hırsızlar veya çalınan eşyalarının bulunamadığını, iş yerinin davalı ... şirketi tarafından 14/09/2000 tarihinde sigorta edildiğini ve hırsızlık güvencesi kapsamına alındığını, hırsızlık olayının sigorta şirketine bildirildiğini, sigorta şirketi tarafından görevlendirilen eksper aracılığı ile incelemeler yapıldığını, ancak zararın karşılanmasına ilişkin taleplerin gerekçesiz olarak reddedildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla iş yeri sigorta poliçesi kapsamında bulunan zararın tazmininin temini için şimdilik 15.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; davacının iş yerinin davalı şirket nezdinde iş yeri paket sigorta poliçesi ile 08/09/2010/08/09/2011 tarihleri arasında poliçe ön yüzüne dercedilmiş olan rizikolara karşı poliçede belirtilen teminatlar verilerek, poliçede yazılı hususi ve poliçeye ekli matbu genel ve özel şartlar ile ek madde ve klozlar dahilinde sigortalanmış bulunduğunu, hırsızlık olayı ile ilgili olarak müracaat tutanağını düzenleyen ... Polis Merkezi Amirliği tarafından yapılan araştırmalar kapsamında, o bölgede bulunan beş adet hareketli bir adet de sabit olmak üzere toplam altı adet kameranın kayıtlarını 29/10/2010 günü saat 20,00’den 30/10/2010 gün saat 8,00’e kadar geçmişe dönük olarak incelendiğini, yapılan incelemede hırsızlığın yapıldığını iddia edilen saatlerde bölgeye müştekinin beyanında geçen 2000-3000 adet araba lastiğini taşıyabilecek kamyon ve benzeri araç girişine rastlanmadığını, bu şekilde bir hırsızlık olması, ve çalınan lastiklerin de birden fazla araçla taşınabileceği düşünülürse, lastiklerin araçlara yüklenip götürülmesini hiç kimsenin duymaması ve görmemesinin mümkün olmadığı, iş yeri kapısının üzerinde yapılan incelemede de emniyet dili üzerindeki ezilmelerin kapının zorlanması ile meydana gelemeyeceğinin tespit edildiğini, davayı kabul etmemekle birlikte davacının taleplerinin gerçek dışı olup zararın varlığının ve miktarının ispatı gerektiğini belirterek haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece davanın reddine dair kararının onanmasından sonra 11.Hukuk Dairesi’nin 04/10/2013 tarih ve 2013/11976 esas 2013/17458 Karar sayılı davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile ceza soruşturmasının akibetinin araştırılmasına ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, dosya kapsamı itibariyle sigortalanan iş yerindeki malların çalındığı hususunun inandırıcı ve samimi olmadığı, dosya kapsamı itibariyle bu soruşturma sonucunun beklenmesinin sonuca etkili olamayacağı, hırsızlık olayının gerçekleştiği hususunu kanıtlar nitelikte görülmeyip inandırıcı bulunmadığı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-)Dava, işyeri sigorta sözleşmesi gereğince; hırsızlıktan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.Dava konusu olayda;Davacı taraf sigortalı işyerinde satışı yapılan oto lastiklerin çalındığını, bu nedenle maddi zarar meydana geldiğini, hırsızlık olayının aydınlatılamadığını, çalınan eşyaların da bulunamadığını belirterek sigorta poliçesi teminat kapsamındaki zararının giderilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki çekişme, dava konusu hırsızlık olayının gerçekleşip gerçekleşmediği; dolayısıyla da zararın teminat kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.Somut olayda; Mahkemece; ... 16.Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda sanık İsmail Göçer’in beraatine karar verildiğinden ve hırsızlık olayının inandırıcı ve samimi olmadığından bahisle dava reddedilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Her ne kadar dava konusu olayla ilgili Sanık hakkında ... 16.Asliye Ceza Mahkemesi 2013/395 esas sayılı dosyasında beraat kararı verilmişse de; daha sonrasında ... 30.Asliye Ceza Mahkemesi 2015/258 esas sayılı davasında; aynı hırsızlık olayıyla ilgili; sanık ...hakkında açılan kamu davasının yapılan açık yargılaması sonunda sanığın lastiklerin çalınma tarihinde ceza evinde olduğundan beraatine karar verildiği anlaşılmış olup sanığın ceza evinden çıktıktan sonra çalınan lastiklerin bir inşaatta olduğunu öğrendiği, haklarında ayırma kararı verilen diğer sanıklar ile sanık İsmail arasında husumet olduğundan sanığın lastikleri çalan arkadaşları tarafından lastiklerin inşaata bırakıldığı ve bu yerden lastikleri aldığı, satmak isterken yakalandığı, sanığın samimi savunması ve tüm dosya kapsamından anlaşılmış olmakla 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiş, karar 14/12/2017 tarihinde itiraz edilmeden kesinleşmiştir. Aynı olayla ilgili yine açılan bir başka ceza dosya olan ... 33.Asliye Ceza Mahkemesi 2015/480 esas sayılı davasında da; Müşteki ..."ın ... Caddesi ... adresli ... Oto isimli iş yerinin giriş kapısını zorlayıp kırıp, alarmı da kırarak zarar verip, iş yerinin içerisinde bulunan Müştekiye ait yaklaşık 250.000 TL değerindeki 2000-3000 adet lastikleri çaldıkları ve araca yükleyip olay yerinden ayrıldıkları, Sanığın hırsızlıktan payına düşen lastikleri peyderpey sattığı, en son kalan 12 adet sıfır lastiği ..."de satmak isterken kiralamış olduğu otomobil ile birlikte yakalandığı,Sanığın eylemlerinin sabit olduğu görülerek sanık hakkında 4 sene hapis cezasına hükmedilmiş olup kararın kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamaktadır.Borçlar Kanunu’nun 53. maddesine ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, hukuk hâkimi, gerek ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı gerekse delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de, sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile o eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen mahkumiyet kararının bu yönleriyle bağlıdır. Buna göre; somut olayın özelliği itibariyle maddi vakıanın, özellikle hırsızlık olayının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti açısından ceza davasının sonucu önem arz etmektedir. Bu nedenle sözü edilen ceza davası dosyalarının bulunduğu yerden getirtilip kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılarak; kesinleşmediyse kesinleşmesi beklenerek, tüm deliller birlikte yeniden değerlendirilerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; Yerel mahkemece bu yönler üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.