Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2019/8957 Esas 2020/11027 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/8957
Karar No: 2020/11027
Karar Tarihi: 05.03.2020

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2019/8957 Esas 2020/11027 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme kararı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun, bireylerin hareket özgürlüğünün hukuka aykırı biçimde kaldırılması veya sınırlanması gerektiğini belirtiyor. Suçun maddi unsuru, kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılmasıdır ve bu failin doğrudan veya dolaylı hareketleriyle ve çeşitli araçlar kullanılarak gerçekleştirilebilir. Karardaki olayda ise suça sürüklenen çocuğun elindeki bıçağı tehditkar şekilde sallayarak müştekinin cep telefonunu ve cüzdanını istediği belirtiliyor. Mahkeme, bu eylemin silahla tehdit suçunu oluşturduğu sonucuna varıyor. Kararın sonunda ise TCK'nın 109. maddesi ve 106/2-a maddelerine atıfta bulunuluyor. TCK'nın 109. maddesi, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu düzenlerken, 106/2-a maddesi silahla tehdit suçunu tanımlıyor.
8. Ceza Dairesi         2019/8957 E.  ,  2020/11027 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2017/14-548 Esas ve 2019/ 1 sayılı Kararında belirtidiği gibi, TCK.nın 109. maddesinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun subutu için, bireylerin hareket özgürlüğünün hukuka aykırı biçimde kaldırılması veya sınırlanması gerekmektedir. Nitekim bu husus madde gerekçesinde; "Bu suç ile korunan hukuki değer, kişilerin kendi arzusu ve iradesi çerçevesinde hareket edebilme hürriyetidir" şeklinde belirtilmiştir. Suçun maddi unsuru, kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılmasıdır. Bu fiil, failin doğrudan doğruya veya dolaylı hareketleriyle ve çeşitli araçlar kullanılarak gerçekleştirilebilir. Sonuç ise, mağdurun hareket etme ya da yer değiştirme özgürlüğünün kaldırılması biçiminde kendini gösterir.
    Müştekinin .... İlköğretim Okulunda 8. sınıf öğrencisi, suça sürüklenen çocukta ... İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrencisi olduğu ve her iki okul öğrencileri arasında kız meselesi yüzünden zaman zaman tartışma çıktığı, olay günü suça sürüklenen çocuk ...’nın yanında yaşça ve boyca küçük olan başka bir çocukla müştekinin yanına geldiği, müştekinin yanında tanıklar ..., ... ve aynı okuldan üç arkadaşının daha olduğu, suça sürüklenen çocuğun parka gel, konuşalım demesi üzerine hep birlikte aralarındaki meseleyi konuşmak üzere parka gittikleri, burada ...’ın ...’a okulu neden basacakmıssın şekilinde sorular sorduğu, ona adam olacaksın, döverim şeklinde sözler söylediği, bu sırada elindeki bıçağı tehditkar şekilde salladığı, cep telefonunu ve cüzdanını istediği, baktıktan sonra geri verdiği, akabinde ..."ın da geldiği, bir müddet daha parkta kaldıktan sonra dağıldıkları, öğleden sonraki derslere yetiştikleri, tanık ...’ın mahkeme huzurunda alınan 17.09.2010 tarihli ifadesinde, ..."ın zorla parkta tutulmadığını, orada pek çok okul arkadaşının da olduğunu söylediği, müştekinin kendi arzusu dışında zor kullanılarak parkta tutulduğu yönünde dosya kapsamı ve mevcut tanık beyanlarına göre delil elde bulunmamasına göre, suça sürüklenen çocuğun eyleminin TCK.nın 106/2-a maddesindeki silahla tehdit suçunu oluşturduğu halde yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Yasaya aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi,

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.