9. Ceza Dairesi Esas No: 2020/4068 Karar No: 2020/103 Karar Tarihi: 17.03.2020
Görevi Kötüye Kullanmak - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/4068 Esas 2020/103 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İçeriğinde \"Görevi Kötüye Kullanmak\" suçu bulunan bir davada sanığın mahkumiyeti hüküm altına alınmıştır. Ancak mahkeme kararında hukuki yetersizlikler bulunduğundan ve hüküm kurulurken TCK'nın ilgili maddeleri dikkate alınmadığından dolayı sanık ve mağdur vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yapılan inceleme sonucu, mahkeme kararının sanıklar, mağdur, Cumhuriyet savcısı ve Yargıtay tarafından kabul edilebilir bir şekilde verilmesi gerektiği, TCK'nın ilgili maddelerinin dikkate alınması gerektiği ve vekalet ücretinin doğru bir şekilde hesaplanması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle kararın bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır. TCK'nın 257/2, 62/1, 53/1 ve 53/5 maddeleri uyarınca mahkumiyet hükmünün verildiği ifade edilmiştir. Ayrıca, kanunda yapılan değişiklikler ile ilgili olarak TCK'nın 7/2 maddesi ve Anayasa Mahkemesi'nin Kararı da hatırlatılmıştır.
9. Ceza Dairesi 2020/4068 E. , 2020/103 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Görevi Kötüye Kullanmak Hüküm : TCK"nın 257/2, 62/1, 53/1, 53/5.maddeleri uyarınca mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığın temyiz talebinin mahkumiyet hükmüne, katılan vekilinin temyiz talebinin ise vekalet ücretine hasren olduğu gözetilerek yapılan incelemede; 1- Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK"nın 34, 230 ve 289/1-g maddeleri uyarınca mahkeme kararının sanıkları, katılanı, Cumhuriyet savcısını ve herkesi tatmin edecek, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde olması, Yargıtay"ın gerekçelerde tutarlılık denetimi yapması ve bu açılardan mantıksal ve hukuksal bütünlüğün sağlanması için kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler sonucunda mahkemenin ulaştığı kanaatin, iddia, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması kurallarına da uyulmak suretiyle sanığın suç işleme kastının varlığı da tartışılarak sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, gerekçesiz olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, 2- 19/12/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Kanunun 1. maddesi ile TCK"nın 257/1-2. madde-fıkralarında yer alan "kazanç" sözcüğünün "menfaat" olarak değiştirilmesi ve bu fıkralarda öngörülen cezaların alt ve üst sınırlarının da indirilmesi karşısında, TCK"nın 7/2. madde-fıkrasındaki "suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü nazara alınarak, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kabule göre de; 3- Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılması lüzumu, 4- Sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulmuş olması karşısında, kamu davasında kendisini vekille temsil ettiren katılan yararına hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi ve bu miktardan 20.10.2009 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı sırasında katılan yararına hükmedilen 310 TL vekalet ücretinin mahsup edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı, sanık ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.