Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/4703 Esas 2018/3582 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4703
Karar No: 2018/3582

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/4703 Esas 2018/3582 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacılar, mirasın hükmen reddi talep etti. Murisin ölüm tarihinde terekesinin borca batık olduğu ve mirasın hükmen reddedilebileceği belirtildi. Davalı vekili ise, tüm alacaklıların davada gösterilmesi gerektiğini savundu ve davanın reddedilmesi gerektiğini belirtti. Mahkeme, davayı kabul etti ve davalı vekili istinaf talebinde bulundu. İstinaf talebi reddedildi ve karar temyiz edildi. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerektiği belirtildi. Murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının sorulması gerektiği ve terekenin borca batık olup olmadığının aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerektiği ifade edildi. Kararda, Türk Medeni Kanunu'nun 605/2, 606 ve 610. maddelerine atıfta bulunuldu.
14. Hukuk Dairesi         2017/4703 E.  ,  2018/3582 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

    Davacılar vekili tarafından, 31.01.2014 tarihinde verilen dilekçeyle mirasın hükmen reddi talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kabulüne dair verilen 29.12.2016 tarihli hükmün ... Bölge Adliye Mahkemesince istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya ve içeriği incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü.

    KARAR

    Davacılar vekili, 21.12.2010 tarihinde vefat eden muris ..."ın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde, tüm alacaklıların davada taraf olarak gösterilmesi gerektiğini, davanın üç aylık yasal süre içersinde açılmadığını, davalının yaptığı icra işlemlerine davacıların itiraz etmediğinden bahisle terekeyi zımni olarak kabul ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, TMK"nın 605/2. maddesi uyarınca mirasın hükmen reddine karar verilmiştir.
    Hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekilince talep edilmiş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi"nce istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, TMK"nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu"nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu"nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.
    Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, ... müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir.
    Somut olayda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin borca batık olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davanın niteliği gereği davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama gideri ve harçtan davalının değil davacıların sorumlu tutulması, davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Yerel mahkemece belirtilen husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi ve bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle HMK 373/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 08.05.2018 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.