14. Hukuk Dairesi 2017/4673 E. , 2018/3581 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
Davacı vekili tarafından, 14.07.2015 tarihinde verilen dilekçeyle alacak talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kabulüne dair verilen 22.09.2016 tarihli hükmün ... Bölge Adliye Mahkemesince istinaf yoluyla incelenmesi davalı ... tarafından talep edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin süre yönünden reddine dair verilen kararın davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya ve içeriği incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, 22.05.2015"te vefat eden muris ..."ün sağlığında ev hanımı olduğunu ve hiçbir işte çalışmadığını, Türkiye Halk Bankası A.Ş. .../ ... Şubesi"ndeki vadeli hesabında bulunan paranın gerçekte davacıya ait olduğunu, %75 özürlü olan davacının kayıt dışı çalışarak biriktirdiği parayı özürlü maaşı alabilmek için zaman zaman murisin hesabına havale ettiğini, davalı ..."ün bu durumu bilmesine rağmen parayı çekmek için bankaya başvurduğunu belirterek, murisin Türkiye Halk Bankası A.Ş. .../ Şubesi"ndeki vadeli hesabında bulunan paranın davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... cevap dilekçesinde, murisin hesabındaki paranın kaynağının Tahir ... "ün kendisine ait ev ve tarla satışından elde edilen paradan murise verdiği kısmı olduğunu, davacının iddia ettiği gibi çalışarak murisin hesabına para göndermediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... 21.01.2016 tarihli birinci celsede, davacının babası, murisin eşi olduğunu, murisin hesabındaki paranın davacıya ait olduğunu, murisin bu parayla ilgisinin bulunmadığını, davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı ... tarafından istinaf talebinde bulunulmuş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi tarafından istinaf talebinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun; "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" kenar başlıklı 21. maddesinde, "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.",
"Yaş ve ehliyet şartı" kenar başlıklı 22. maddesinde, "Muhatap yerine kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran onsekiz yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması lazımdır." ,
Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin ise "Bilinen adreste tebligat" kenar başlıklı "16. maddesinde "(1) Tebligat, öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır.
(2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.", hükümlerine yer verilmiştir.
Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Bu değişikliğe göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, bilinen veya gösterilen adresine yapılacaktır. Buna göre, ilk defa bildirilen adresin muhatabın (davalının) adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adres olması arasında fark yoktur. Her iki adres de Tebligat Kanununun 10/1. maddesi kapsamında bilinen adrestir. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi de nazara alınarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılacaktır.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından, Anayasanın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesine ve Tebligat Kanununun yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırı olacaktır.
Somut olaya gelince; dava dilekçesi, davalı ..."ün MERNİS adresi ibaresi de bulunan " ... Mahallesi, 1. ... Sokak, No:16/1 ... /..." adresinde eşine tebliğ edilmiştir. Adı geçen davalı 03.08.2015 havale tarihli cevap dilekçesinde de adresini " ... Mahallesi, 1. ... Sokak, No:16/1 ... /..." olarak belirtmiştir. Gerekçeli karar ise MERNİS adresi ibaresi de bulunan " ... Mahallesi, 14. Karanfil Sokak, No:14/2 ... /..." adresine gönderilmiş ve Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi uyarınca 04.11.2016 tarihinde muhtara tebliğ edilmiştir. Gerekçeli kararın Tebligat Kanunu ve ilgili yönetmeliğe uygun olarak tebliğ edilmediği davalı ..., 23.11.2016 tarihinde istinaf talebinde bulunmuş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi tarafından istinaf talebinin süre yönünden reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı da " ... Mahallesi, 14. Karanfil Sokak, No:14/2 ... /..." adresinde doğrudan Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre 25.01.2017 tarihinde muhtara tebliğ edilmiştir. Davalı ... ... 02.02.2017 tarihinde hükmü temyiz etmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi tarafından istinaf talebinin süre yönünden reddine ilişkin kararında her ne kadar gerekçeli kararın tebliğinden itibaren bir ay içerisinde kanun yolu açık olmak üzere verildiği yazmakta ise de, HMK 366. maddesinin yollamasıyla HMK 346/2. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceği anlaşılmaktadır. Bölge Adliyesi Mahkemesi kararının da Tebligat Kanunu ve ilgili yönetmeliğe uygun olarak tebliğ edilmediği anlaşıldığından, adı geçen davalının temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilmiştir.
Davalı ... ... "e gerekçeli kararın Tebligat Kanunu ve ilgili yönetmeliğe uygun olarak tebliğ edilmediği anlaşıldığından, bölge adliye mahkemesince işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken istinaf talebinin süreden reddine ilişkin karar verilmesi doğru görülmememiş, hükmün bu sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... ... "ün temyiz itirazlarının kabulüne, HMK 371. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK 373. maddesi gereğince dosyanın ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 08.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.