7. Hukuk Dairesi 2011/4209 E. , 2012/921 K.- KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ
- MERA
- KADASTRO TESPİTİNİN İPTALİ
- KADASTRO KANUNU (3402) Madde 16
- KADASTRO KANUNU (3402) Madde 14
"İçtihat Metni"Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 14.02.2012 günü belirlenen saatte temyiz eden davacı M.A. ve arkadaşları vekili ve aleyhine temyiz istenilen Aşağıdemirci Köyü Tüzel Kişiliği vekili geldiler, gelenlerin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında dava konusu 123 ada 1, 4; 194 ada 6 ve 9 parsel sayılı sırasıyla 10763,10 m², 12548,70 m², 22583,96 m² ve 2857,44 m² yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile davacı Aşağıdemirci Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit edilmiştir. Davalılar M.A. ve N.A.’nın vergi kaydı, satış senedi, miras yoluyla gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanan itirazı Kadastro Komisyonu tarafından kabul edilmiştir. Askı ilan süresinde davacı Aşağıdemirci Köyü mahkeme hükmüne kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak önce tespitlerin iptalini, adlarına tescilini, sonradan ıslah ile tüm taşınmazların Aşağıdemirci köyü merası olarak tespit ve sınırlandırma yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Hazine vekili ise taşınmazların mera olarak sınırlandırılması istemi ile davaya katılmıştır. Mahkemece davacının davasının kabulüne, dava konusu taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının iptali ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/2-B maddesi gereğince mera olarak sınırlandırılıp özel sicillerine yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece dava konusu taşınmazların davacı tarafın dayandığı mahkeme ilamı kapsamında kaldığı kamu malı niteliğinde kadim mera olduğu davalılar yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşmediği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Yanlar arasındaki uyuşmazlık davacının dayandığı mahkeme ilamının dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığı, taşınmazların mera olup olmadığı, davalıların vergi kayıtlarının taşınmazlara uyarak iktisap sağlayıcı zilyetliklerinin olup olmadığı yönünde toplanmıştır.
Mahkeme hükmüne dayanak yapılan Palu Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.07.1951 tarih 1949/40-1951/152 E.K. sayılı ilamının usulüne uygun şekilde mahalline uygulanarak kapsamı denetime elverişli şekilde belirlenmediği gibi yöntemine uygun mera araştırması da yapılmamıştır. O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için yöreyi iyi bilen, dava sonucunda yararı olmayan, elverdiğince yaşlı, yansız, taşınmazın bulunduğu köy ya da beldeye komşu köy ya da belde halkından seçilecek yerel ve uzman bilirkişi, tapu fen elemanı, uzman ziraatçi bilirkişi, tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar ile tespit ve komisyon tutanağı bilirkişileri ve taahhütname başlıklı noter senedi ile gayrimenkul teslim ve tahliye tutanağında sağ olan tanıkların tümü hazır olduğu halde taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan somut olaylara dayalı davacı köy tüzel kişiliğinin dayandığı mahkeme ilamının hüküm bölümünde geçen sınırların nereler olduğu, dava konusu taşınmazların bu ilam kapsamında kalıp kalmadığı, dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede yetkili ve idari merciler tarafından 4753, 5618 ve 4342 sayılı Yasalar uyarınca mera tahsisi yapılıp yapılmadığının ilgili mercilerden sorulup saptanması, mera tahsis kaydı var ise mera tahsis kaydı dayanağı belgeleri getirtilip uygulanması, dava konusu taşınmazların mahkeme ilamı ve mera tahsis kaydı kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, mera tahsis kaydı yok ise yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda olaylara dayalı bilgilerinin alınması, yerel bilirkişi, tanıklar, tespit ve komisyon bilirkişilerinin sözleri arasında varsa çelişkinin giderilmesi, uzman ziraatçi bilirkişi aracılığı ile taşınmazların bizzat mahkeme hakimince görülüp gözlenmesi, taşınmazların fiziksel yapısı, meyil durumu ve niteliği hususunun da ayrıntılı bir şekilde tutanağa geçirilmesi, komşu mera taşınmazların toprak yapısı ile dava konusu taşınmazların toprak yapısının mukayese edilmesi, dava konusu taşınmazlar ile sınırındaki komşu mera taşınmaz arasında ayırıcı unsur olarak doğal ya da yapay sınır olup olmadığının tespit edilmesi, dava konusu taşınmazların kamu malı niteliğinde mera olup olmadığının ve meradan açılıp açılmadığının belirlenmesi gerekir.
Mahkemece açıklanan biçimde araştırma yapılmamıştır. O halde yukarıda açıklandığı biçimde araştırma, inceleme yapılmalı, taşınmazın mera olduğu sonucuna varıldığı takdirde Kadastro Kanununun 16/B maddesi hükmünce sınırlandırılmasına karar verilmeli, aksi halde davalıların zilyetlik delilleri değerlendirilerek tespit gününde zilyetleri yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesinde öngörülen kısıtlamalar dikkate alınarak taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, davacının dayandığı ilam kapsamında aynı şekilde davalı bulunan derdest davaların birleştirilmesi düşünülmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir.
Mahkemece böylesine bir araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalıların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendisini vekilli temsil ettiren davalı M. ve N. A. yararına takdir ve tespit olunan 900,00 TL vekalet ücretinin davacı köy tüzel kişiliğinden alınarak davalılar M. ve N. A.’ya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde ilgililerine iadesine, 20.02.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.