Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2007/21302 Esas 2007/24074 Karar Sayılı İlamı

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekili tarafından İcra Mahkemesine sunulan şikayet dilekçesinin (2) numaralı bendinde kendilerine gönderilen ve 06.11.2003 tarihinde .............................. imzasına tebliğ edilen ödeme emri tebligatının (usulsüz) olduğu belirtilmiş tebliğ işleminin 7201 sayılı Kanun"un 12 ve 13. maddelerine aykırı olarak gerçekleştirildiği açıklanmıştır. Aynı dilekçenin (3) numaralı bendinde ise; usulsüz olarak yapılan ödeme emri tebligatının iptali isteminde bulunulduğu görülmektedir.  Geniş kapsamlı bir talep olan tebligatın iptali yönündeki istek 7201 sayılı Kanun"un 32. maddesi kapsamında (tebliğ tarihinin düzeltilmesi) istemini de kapsar. Zira, HUMK"nun 76. m. gereğince hukuki tavsif Hakime aittir. Bu nedenle mahkemenin gerekçesinde yeralan ve (tebliğ tarihinin tespiti düzeltilmesi) yönünde şikayetçinin bir talebi bulunmadığına yönelik belirleme dosya içeriğine ve yasaya uygun bulunmamıştır.
7201 sayılı Kanun"un 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanun"un 13. maddesine göre de tebliğ yapılacak bu kişiler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde bulundukları taktirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birisine yapılır. Tebligat Tüzüğü"nün 18. maddesinde de selahiyetli kişilerin bulunmadığının tebliğ mazbatasında gösterilmesi lüzumu hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda; 06.11.2003 tarihli ödeme emri tebligatında bu hükme uyulmadığından tebliğ işlemi usulsüzdür. (HGK. 22.06.1988 tarih ve 1988/12-266 sayılı karar)
Bu durumda; mahkemece yapılacak iş, 7201 sayılı Kanun"un 32. maddesinde öngörülen ve borçlunun takipten haberdar olduğu tarihin araştırılmasından, icra dosyasındaki bir işlemi ya da resmi bir kayıtla bu husus belgelenmediği taktirde dilekçesinde bildirdiği tarihe itibar edilmesinden ve sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25/12/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.