17. Hukuk Dairesi 2015/7674 E. , 2018/1075 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracı sevk ve idare eden davacının eşi ..."in karıştığı kazada öldüğünü, davacının ölen eşinin desteğinden yoksun kaldığını, ölen desteğin kazada kusurlu olduğunu, zarar gören 3. kişi konumunda olan davacının zararından davalının sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL. maddi tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 16.10.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 90.046,59 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacı murisi kazada tam kusurlu olduğu ve bu kusur davacıya da yansıyacağı için davacının tazminat talep hakkının bulunmadığını, alacaklı ve borçlu sıfatları davacı üzerinde birleştiğinden borcun son bulduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 90.046,59 TL. tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davacının talebinin doğrudan kendisi üzerinde doğan destekten yoksunluk zararına ilişkin olması, bu zararın oluşumundaki desteğin kusurunun davacıya yansıtılamayacağı, sürücü desteğin kusurlu olmasının, onun desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine ilişkin HGK"nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK"nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK"nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca, davalının tazminattan sorumluluğuna hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; Dairemiz"in yerleşik uygulamalarına uygun hesaplamaları içeren raporun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenin yakınının destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.Davacı taraf dava dilekçesinde, davaya konu ettiği tazminat için, davalının temerrüt tarihinden itibaren faize karar verilmesini talep etmiş; ıslah dilekçesinde ise, ıslaha konu ettiği kısım için ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece, tazminatın tamamı için dava tarihinden itibaren temerrüt faizine karar verilmiştir.
Haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısı bakımından, 2918 sayılı KTK"nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları"nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalı sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.Trafik sigortacısı olan davalının temerrüt faizinden sorumluluğu hususunda genel kural ifade edildiği şekilde olmakla birlikte; davacı tarafın 16.10.2014 tarihli ıslah dilekçesinde, ıslah yoluyla artırılan tazminat kısmı için ıslah tarihinden faize hükmedilmesini açıkça talep ettiği gözetildiğinde; 6100 sayılı HMK"nun 26. maddesindeki taleple bağlılık ilkesi gereği, ıslah edilen kısma ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmemesi doğru değil bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının
1. bendindeki "90.046,59 TL"nin dava tarihinden yasal faiziyle davalıdan tahsiline" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "90.046,59 TL. tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, tazminatın 1.000,00 TL"lik kısmına dava tarihinden ve bakiye kısmına ıslah tarihi olan 16.10.2014"ten faiz işletilmesine" ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 19/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.