MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı (koca) tarafından; tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, 09.12.2013 tarihinde ikame edilmiştir. Davalı, dava dilekçesine cevap vermemiş, mahkemece ön inceleme aşamasına geçilmiş, ön incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verilmiş, taraflara ön inceleme duruşmasına çağrı davetiyesi tebliğ edilmiş, davalı taraf belirlenen ön inceleme duruşmasına gelmemiştir. Mahkemece ön inceleme duruşmasında dava nihai olarak karara bağlanmayıp tahkikat aşamasına geçildiğine göre, davalının Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 147. maddesi gereğince tahkikat duruşmasına davet edilmesi zorunludur. Bu yasal zorunluluğun gereği yapılmadan davalının yokluğunda hüküm kurulması, davalının hukuki dinlenilme hakkının (HMK.md.27) ihlali niteliğinde olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.12.01.2015(Pzt.)

KARŞI OY YAZISI

Dava dilekçesi, davalıya tebliğ edilmiş, davalı davaya cevap vermemiştir. Ön inceleme duruşmasına davet edilmiş, bu duruşmaya da gelmemiştir. Ön inceleme duruşması sonucunda mahkemece tahkikata geçilmesine karar verilmiş, tahkikat için duruşma günü belirlenmiştir. Davalı, tahkikat duruşmasına davet edilmemiştir. Böyle bir durumda; sorun, davalının tahkikat duruşmasına da davet edilmesinin gerekip gerekmediğindedir. Sayın çoğunluk Hukuk Muhakemeleri Kanununun 147"nci maddesi hükmünden hareketle, "davalı, davaya cevap vermemiş ve ön inceleme duruşmasına çağrıldığı halde gelmemiş olsa bile, tahkikat duruşmasına her şartta davet edilmesinin zorunlu olduğu" görüşündedir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 147"nci maddesinin (1) fıkrasında yer alan "tahkikat duruşmasına davet zorunluluğunun" amacı, davete rağmen gelmeyen tarafın, aynı maddenin (2.) fıkrasındaki müeyyideye muhatap olabilmesi içindir. Tahkikatın konusunu, tarafların davada ileri sürdükleri bütün iddia ve savunmaların birlikte incelenmesi oluşturur (HMK. m. 143/1). Şayet tahkikat duruşmasında, davalının itiraz edebileceği bir usul işlemi yapılmamışsa veya bu aşamada davalının kullanabileceği usulü bir hak yoksa, bu duruşmaya davet edilmemiş olması sonuca etkili olmayacaktır. Davalı, davaya cevap vermediğine göre, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaları kabul etmiyor demektir (HMK. m. 128). Başka bir ifade ile davalının tahkikat duruşmasında üzerinde durulabilecek ve değerlendirmeye alınabilecek bir savunması bulunmamaktadır. Ön inceleme duruşmasına gelmediğine göre de, bu duruşmada yapılan işlemlere de artık itirazda bulunamaz (HMK. m. 139/1). Davada tahkikat duruşmasında mahkemece yapılan yegane usulü işlem, davacının gösterdiği tanıkların dinlenmiş olmasıdır. Ceza Mahkemesinin, kocanın eylemini tespit eden kararı karşısında davalının bu tanıkların beyanlarına olası itirazları da dikkate alınamayacaktır. O halde, davalının tahkikat duruşmasına davet edilmemiş olması, somut dava bakımından esas etkili bir eksiklik değildir. Usulü mıuhakemeye muhalefetten dolayı bir hükmün bozulabilmesi için ise, usule aykırılığın, esasa etkili olması gerekir (HUMK.m.428/son). Bu koşul bulunmadığına göre, davalının tahkikat duruşmasına davet edilmemiş olması artık bozma sebebi yapılamaz. Bu sebeple işin esası incelenmelidir. Bu bakımdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.