7. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/6058 Karar No: 2012/660
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2011/6058 Esas 2012/660 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, bir miras bırakanın gerçekte mevcut olmadığını ileri sürerek mirasçılık belgesinin iptal edilmesini istemiştir. Mahkeme, kadastro davasından kesinleşen kararla belirlenen maddi vakıaların bu davayı da bağlayacağını belirtmiştir. Davacı vekili, mirasçılık belgesinde gösterilen miras paylarına bir itirazı olmadığını beyan etmiştir. Mahkeme, davacının beyanını göz önünde bulundurarak davanın reddine karar vermiştir. Kararda, Türk Medeni Kanunu'nun 29. ve 30. maddeleri yer almaktadır. 29. madde, bir kimsenin varlığı ya da yokluğuna ilişkin iddiaların ispat edilmesi gerektiğini belirtirken, 30. madde, doğum ve ölüm gibi hususların nüfus sicilindeki kayıtlarla kanıtlanabileceğini ifade etmektedir.
7. Hukuk Dairesi 2011/6058 E. , 2012/660 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı tarafından istenilmiş ve isteğin süresinde olduğu anlaşılmış ise de HUMK 438/1.maddesinde öngörülen duruşma istenebilecek hallerle ilgili olmadığından duruşma isteminin reddine, dosyanın duruşmasız olarak incelenmesine karar verildi. Dosya incelendi. Gereği görüşüldü:
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 29.maddesi hükmünde; bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, 30.madde hükmünde de; doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir
Somut olayda davacının miras bırakanın hiç yaşamamış olduğunu ileri sürerek dava açtığı, mahkemece taraflar arasında görülen kadastro davasında aynı iddiaların ileri sürüldüğünden kesin hüküm nedeni ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Kadastro Mahkemesindeki görülen davanın konusu ve sebebi ile bu davanın konusu ve sebebi aynı değildir. Bu nedenle taraflar arasında kesin hüküm oluşturmaz. Ne var ki tarafların Kadastro Mahkemesindeki davada da taraf olduğu dikkate alındığında Kadastro Mahkemesinin kesinleşen kararı ile belirlenen maddi vakıaların bu davada da tarafları bağlayacağı kuşkusuzdur. Anılan kararda miras bırakan A…"in mevcut olduğu ve tarafların başka kişilerle birlikte A…"in mirasçısı oldukları belirlenmiş, davacı vekili de duruşmadaki imzalı beyanında miras bırakanın gerçekte mevcut olmadığını öne sürerek mirasçılık belgesinin iptali istemiyle görülen davayı açtıklarını, iptali istenen mirasçılık belgesinde gösterilen miras paylarına bir itirazının olmadığını açıklamasına göre, mahkemece davacı tarafın bu açıklaması da gözetilerek davanın reddine karar vermesinde bir isabetsizlik görülmediğinden gerekçesi itibariyle yanılgılı sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 09.02.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.