16. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/13601 Karar No: 2019/7962 Karar Tarihi: 02.12.2019
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/13601 Esas 2019/7962 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2016/13601 E. , 2019/7962 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı ..., .... Köyü çalışma alanında bulunan ve 2009 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında, tapu kaydı, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabülüne, 25.02.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 55,90 metrekarelik kısmın davacının malik olduğu 121 ada 39 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, dava konusu yolun fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Mahkemece yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıkları; dava konusu edilen bölümün öncesinde patika yol olduğunu daha sonra 1967 yılında genişletilerek araba yolu haline getirildiğini beyan etmiş olup, bu husus davacının da kabulündedir. Davacının adına kayıtlı, bitişikte bulunan 121 ada 39 parsel sayılı taşınmazın tespitine dayanak Aralık 1951 tarih 181 numaralı tapu kaydı batı sınırını kadim yol olarak okumaktadır. Buna göre dava konusu taşınmaz bölümü araba yolu olmasa bile 1960"lı yıllarda araba yolu olarak kullanılmaya başlandığı, davacının da bu duruma ses çıkarmayarak zımnen köy yararına terk edildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar ziraat bilirkişi raporunda dava konusu edilen bölüm üzerinde 5 yıllık fındık ocaklarının bulunduğu belirtilmiş ise de Dava konusu nizalı yerin, köy halkı tarafından yol olarak kullanımının bırakıldığı tarih ile dava tarihi arasında, zilyetlik yoluyla taşınmaz iktisabı için aranan 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı bu haliyle 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde belirtilen zilyetlikle iktisap koşullarının davacı lehine gerçekleşmediği anlaşıldığına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.