10. Hukuk Dairesi 2016/17431 E. , 2019/3439 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
KARAR
Dava, ödeme emri iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı,... .Asliye Ticaret Mahkemesince 23.3.2012 tarihli kararla iflasına karar verilmiş olan dava dışı Ukipa Uluslararası Konfeksiyon Pazarlama A.Ş.’nin yönetim kurulu üyesi olduğu gerekçesi ile şirketin 2003/6-2010/12 devresine ait muhtelif aylara ilişkin prim, işsizlik ve damga vergisi borçları için düzenlenen ve tebliğ edilen 11 adet ödeme emrine karşı yönetim kurulu üyesi olmadığı ayrıca yönetim kurulu üyesi olduğu sürülürdü temsil ve ilzam yetkisinin olmadığı ve borçların birkısmının zamanaşımına uğradığı gerekçeleri ile eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davacının yönetim kurulu üyeliğinin başlangıcının tescil edildiği 7.5.2009 tarihi dikkate alınarak 2009/4.aydan sonraki borçlardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu; mülga 506 sayılı Kanunun 80, bazı maddeleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88., 6183 sayılı Kanunun 35 ve mükerrer 35. maddelerinde düzenlenmiştir.
506 sayılı Kanunun 80. maddesi; "Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." hükmünü öngörmüş; 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi de bir kısım farklar dışında anılan maddeye benzer düzenleme getirmiş olup, "Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." hükmünü getirmiştir.
Yukarıdaki düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, Kurumun prim alacağına ilişkin olarak işveren ile birlikte müteselsilen sorumluluk koşullarının oluşması için, işveren kamu kurum ve kuruluşu ise, kamu görevlilerinin tahakkuk ve tediye ile görevli olması, tüzel kişiliğe haiz diğer işyerlerinde ise üst düzey yönetici ya da yetkilisi ve kanuni temsilci sıfatıyla işveren tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili bulunulması gerekir. Ancak, 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi burada bir ayrıma giderek özellikle şirket yönetim kurulu üyelerinin, temsil ve ilzam yetkisi aranmaksızın (haklı sebepleri olmazsa) müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklarını ayrıca belirtmiştir.
Davacının dava dışı Ukipa Uluslararası Konfeksiyon Pazarlama A.Ş.nde 6.3.2009 tarihli kararla şirket yönetim kurulu üyeliğine atandığı belirgin olup,prim ve diğer borçlardan sorumluluğu için özel olarak temsil ve ilzam yetkisi bulunmasa dahi yönetim kurulu üyeliğinin başladığı tarihten sonraki borçlardan sorumludur. Buna göre 31.3.2009 tarihine kadar ödenmesi gereken 2009/2.ay prim ve diğer borçlardan da davacının sorumluluğu bulunduğu gözetilmelidir.
Öte yandan, 6183 sayılı Yasanın 58. maddesine göre redde konu ödeme emirlerinin borç asılları üzerinden belirlenecek %10 haksız çıkma tazminatına ilişkin karar verilmemiş olması da hatalıdır.
Mahkemece davacının 2009/2.ay prim ve ferileri ile diğer borçlardan sorumlu olduğu gözetilmeksizin ve %10 haksız çıkma tazminatı konusunda karar verilmeden, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıdan alınmasına, 15.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.