17. Hukuk Dairesi 2015/7645 E. , 2018/1072 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R-
Davacılar vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın yaptığı kazada, araç içinde yolcu olarak bulunan davacıların eşi/babası Mehmet"in öldüğünü, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldığını ve davalının zarardan sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 18.11.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, toplam taleplerini 73.406,79 TL"ye yükseltmiştir.Davalı vekili, davaya konu kaza nedeniyle davacı tarafa 05.10.2012 tarihinde ödenen 105.625,00 TL"nin güncellenerek tazminattan düşülmesi gerektiğini, yapılan ödeme ile poliçe limitlerinin 119.375,00 TL"ye düştüğünü, hatır taşıması nedeniyle ve yolculuk esnasında emniyet kemeri takılmamış olması nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 73.406,79 TL. tazminatın davalının kısmi ödeme yaptığı 05.10.2012 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve davacılara hisseleri oranında ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 53/3. (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 45/2.) maddesi gereğince, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.Davacıların talep edebileceği tazminat miktarının hesaplanması bakımından alınan 13.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda, toplam tazminatın 179.031,79 TL. olarak hesaplandığı ve davadan önce davalı sigortacı tarafından ödenen bedelin tazminattan düşülmediği; davacılar vekili tarafından 18.11.2014 tarihinde ıslah yoluyla dava değeri artırılırken, raporda saptanan miktardan davalı sigortacının ödediği 105.625,00 TL"nin düşülmesi suretiyle saptanan 73.406,79 TL"ye dava değerinin yükseltildiği; mahkeme tarafından da rapor ve davacı ıslah talebindeki gibi karar verildiği görülmektedir.Davalı tarafından sunulan tüm beyan dilekçelerinde davacı tarafa 105.625,00 TL. tazminatın 05.10.2012 tarihinde ödendiği bildirmiş; davacı taraf da sigortacı tarafından bu bedelin ödendiğini kabul etmiştir. Bu itibarla, davalı tarafından davadan önceki tarihte ödenen tazminatın güncellenmiş değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği açıktır. Zira, davadan önce parayı alan ve bu dönem zarfında parayı kullanan davacı tarafın sebepsiz zenginleşmesinin önlenebilmesi için, davadan önce yapılan ödemelerin hesaplanan tazminattan güncellenerek düşülmesi gerekir.Bu durumda mahkemece; davalı tarafından ödenen bedelin tazminatın denkleştirilmesi prensibi uyarınca, ödemenin yapıldığı tarih ile zarar hesabının yapıldığı tarih arasında işleyen yasal faizi hesaplanarak bu ödemenin güncellenmesi ve güncellenmiş miktarın, tazminat miktarından mahsup edilmesi suretiyle hesaplama yapılması konusunda ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-818 sayılı Borçlar Kanunu"nun "tazminat miktarının tayini" başlıklı 43. maddesinde (6098 sayılı TBK 51. md); hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; "Tazminatın tenkisi" başlıklı 44. maddesinde (6098 sayılı TBK 52. md)ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır.Davalı taraf, hususi otomobil olan sigortalı araçta kaza anında 7 kişi bulunduğunu, aracın istiap haddinin aşıldığını,istiap haddi aşılan araca bilerek binen davacılar desteğinin bu suretle zarara razı geldiği/ zararı artırdığını ve müterafik kusurlu olduğunu savunmuştur. Mahkeme ise, davalının bu savunması yönünden herhangi bir araştırma ve inceleme yapmadığı gibi bu savunma üzerinde durulmayışını kararında gerekçelendirmemiştir. Bu yönüyle karar, eksik incelemeyle verilmiş olup bu durum bozmayı gerektirmiştir.
3-Davalı tarafın sunduğu beyan dilekçelerinde, davacılar desteğinin sigortalı araçta hatır için taşındığı ve bu nedenle de tazminattan indirim yapılması gerektiği savunulmuş olmasına rağmen; mahkemenin, bu savunma üzerinde durmadığı ve bu hususu kararında gerekçelendirmediği görülmektedir.2918 sayılı KTK"nun 87/1. maddesinde "Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir" düzenlemesine yer verilmiş; aracın hatır için verildiği ya da hatır için taşıma yapılan durumda oluşacak zararlarla ilgili değerlendirmenin genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. Anılan kanun hükmünün atıf yaptığı genel hükümler, Türk Borçlar Kanunu"nun sorumluluğa ilişkin hükümleri olup, böylesi durumda 818 sayılı BK"nun 43. (6098 sayılı TBK"nun 51.) maddesi uygulama alanı bulacaktır.
Somut olayda; davacılar desteğinin, dava dışı ... adlı kişiye ait olup bu kişinin idaresindeyken kaza yapan davalıya trafik sigortalı araçta yolcu olduğu tarafların kabulünde olduğu gibi, kaza tespit tutanağı ile de bu husus saptanmıştır. Desteğin, sigortalı araçta taşınma sebebinin tespiti bakımından yararlanılabilecek kaynak olan, davaya konu kazaya ilişkin yürütülen ceza soruşturması dosya örneği dosya kapsamında bulunmamaktadır.Bu durumda mahkemece; davaya konu kaza için açılan ceza soruşturma dosyası ya da ceza dava dosyasının merciinden getirtilmesi; davalıya sigortalı araçta istiap haddinin aşılması nedeniyle, davacılar desteğinin zararın doğması ya da artmasına etkili müterafik kusuru bulunup bulunmadığının saptanması, desteğin müterafik kusuru olduğunun kabulü halinde BK"nun 44. maddesi (TBK 52. md) uyarınca maddi tazminattan hakkaniyete uygun indirim gerekip gerekmediğinin hükümde irdelenip tartışılması; yine, davacılar desteği ile davalıya sigortalı aracın malik/sürücüsü arasındaki ilişki ve desteğin araçta hatır için taşınıp taşınmadığının irdelenmesi, hatır için taşındığının anlaşılması halinde, 818 sayılı BK"nun 43. maddesinin (6098 sayılı TBK md. 51) uygulanıp uygulanmayacağının hükümde tartışılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı biçimde hüküm tesisi de bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1), (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 19.2.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.