5. Ceza Dairesi 2013/12308 E. , 2016/3005 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zimmet, görevi kötüye kullanma (sanıklar ..., ... hakkında), zimmet, görevi kötüye kullanma, resmi evrakta sahtekarlık, dolandırıcılık (sanık ... hakkında), zimmet, dolandırıcılık (sanık ... hakkında), zimmet suçuna iştirak, denetim görevini ihmal ile zimmete sebebiyet verme (sanıklar ... ve ... hakkında), memurun resmi belgede sahteciliği (sanıklar ....., ..., ..., ..., ... hakkında)
HÜKÜM : ..., ... ve ...’nın zincirleme zimmet suçundan mahkumiyetlerine, zimmet suçundan birleşen davalara ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına, sanık ...’in resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık, sanık ...’ın zimmet, sanık ...’nın dolandırıcılık, sanıklar ... ve ...’ın zimmete iştirak suçlarından beraatlerine, denetim görevini ihmal ile zimmete sebebiyet verme suçundan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına, aynı suç nedeniyle birleşen davalara ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına, sanık ... hakkında zimmet suçundan birleşen davalara ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
2003/324 Esas sayılı dosyaya ilişkin olarak kooperatif temsilcisinin 03/11/2003 günlü celsede “şikayetleri aynen tekrar ediyorum”, aynı şekilde 2003/27 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilen 2004/82 Esas sayılı dosyaya ilişkin olarak 16/06/2004 günlü celsede “şikayet dilekçemizi tekrar ediyoruz” şeklinde beyanda bulunduğu, kooperatif vekilinin 23/01/2008 havale tarihli dilekçesi ile bir kısım dosyaların birleştirilmesi ve ek bilirkişi raporu alınması talebini ifade ettiği, anılan dosyalarla ilgili olarak kamu davasına katılması hususunda bir karar verilmediği, temyiz dilekçesinin katılma iradesini ortaya koyduğu anlaşılmakla, kanun yolu muhakemesinde yargılama konusu eylemler yönünden davaya katılma ve Ceza Muhakemesi Kanununun mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağına sahip bulunduğu nazara alınarak, CMK"nın 237/2 ve 260. maddeleri uyarınca..... Konut Yapı Kooperatifinin 2003/324 ve 2004/82 Esas sayılı dava dosyalarıyla da ilgili davaya katılan olarak kabulüne, sanık ...’e isnat edilen dolandırıcılık suçundan doğrudan zarar görmesinin söz konusu olmaması sebebiyle bu suça yönelik usulsüz verilen katılma kararının anılan suça ilişkin kurulan hükmü temyiz hakkı vermeyeceği, görevi kötüye kullanma suçundan sanık ... hakkında açılmış kamu davası bulunmadığından hakkında anılan suçtan tesis olunan hükmün hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olması nedeniyle temyize hak kazandırmayacağı, bu nedenle hükümleri temyiz etme hakkı bulunmadığı anlaşılan katılan vekilinin bu suçlardan kurulan hükümlere ilişkin temyiz itirazlarının 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, hükmolunan ceza miktarı itibariyle koşulları bulunmadığı gibi sanık ...’in isteminin süresinden de sonra olduğu anlaşılmakla sanığın duruşma isteminin CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddi ile incelemenin duruşmasız olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanıklar İlknur Uslu, ..., ..., ..., ... hakkında memurun resmi belgede sahteciliği suçundan, sanık ... hakkında resmi evrakta sahtekarlık ve dolandırıcılık suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıkların işlediği iddia edilen sahtecilik suçunun cezasının üst sınırı itibariyle 765 sayılı Kanunun 102/3. maddesinde belirtilen on yıllık, dolandırıcılık suçunun ise 102/4. maddesinde belirtilen beş yıllık asli zamanaşımına tabi olduğu, 16/05/2003, 23/06/2003, 03/11/2003 olan sorgu tarihleri ile inceleme günü arasında bu sürelerin gerçekleştiği anlaşıldığından, hükümlerin 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca davaların zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
Sanıklar ... ve ... hakkında denetim görevini ihmal ile zimmete sebebiyet verme suçundan açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına, aynı suç nedeniyle birleşen davalara ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına, sanıklar ..., ..., ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına dair hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca düşmesi yerine ortadan kaldırılmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu cihet yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hükümde yer alan "ortadan kaldırılmasına" ibarelerinin "CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca düşmesine" şeklinde değiştirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Sanıklar ... ve ... hakkında zimmete iştirak suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle sanıklar hakkında verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanıklar ..., ... ve ...’nın zincirleme zimmet suçundan mahkumiyetlerine, sanık ...’nin zimmet suçundan beraatine, sanıklar hakkında zimmet suçundan birleşen davalara ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına dair hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Sanık ...’a isnat olunan 765 sayılı TCK"nın 202. maddesinde düzenlenen zimmet suçunun alt sınırının beş yıldan fazla hapis cezasını gerektirmesi karşısında, hüküm açıklanırken müdafii hazır bulunmayan sanığa zorunlu müdafii görevlendirilmeden yargılamaya devam olunarak CMK"nın 150/3, 188/1 ve 289/1-e maddelerine, aynı şekilde kanunda öngörülen cezanın alt sınırına göre sorgusunun mahkemesince yapılması gerektiği gözetilmeden, 05/02/2008 gün ve 2008/31 sayılı Kararla 2003/27 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilen dosyada sanık ...’nın istinabe yoluyla 23/02/2007 tarihinde ... Asliye Ceza Mahkemesince alınan savunması ile yetinilmek ve bu şekilde hüküm kurulmak suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 196/2. maddesine aykırı davranılarak savunma haklarının kısıtlanması,
Kabule göre de;
Hükme esas alınan 20/04/2009 günlü bilirkişi raporunda suç tarihlerine ait yevmiye defterleri ile defter’i kebirlerin incelemeye gönderilen evraklar arasında bulunmadığından bahisle birleşen bir kısım dosyaya ilişkin mütalaada bulunulmadığı, bu defterler incelenmek suretiyle daha önceden düzenlenen bilirkişi raporlarındaki tespitlere dayalı olarak bir kısım eylemlere ilişkin görüş belirtildiği, mahkemece eksikliğin giderilmesi üzerine düzenlenen 11/06/2009 günlü ek raporda bir kısım maddi hatalar düzeltilerek 538.626.252.407 TL zimmetin bulunduğunun ifade edildiği, bir kısım kooperatif üyelerince aidatlarını ödemelerine rağmen bu ödemelerin kayıtlara intikal ettirilmediği iddia edilerek ödeme nedeniyle ellerinde senet aslının bulunduğu ifade edildiği, ... tarafından düzenlenen 07/10/2002 tarihli ek raporda yüklenici .... A.Ş.’ye verildiği halde kooperatif kayıtlarına girmeyen 90.566.280.000 TL değerinde senetlerin bulunduğunun mütalaa edildiği, hükme esas alınan raporda ise bu hususlara ilişkin açık bir saptamanın bulunmadığı, bu nedenle raporun hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı gözetilerek; suç tarihlerinde kooperatife ait inşaatlarda hangi faaliyetlerin icra edildiğinin tespit edilmesi, bilirkişi raporlarındaki tespitlere, özellikle sanık ... tarafından gerçekleştirilen işlere ait maliyet belirlemesi yapan 26/12/2002 havale tarihli teknik rapora göre sanıkların ayrıntılı savunmalarının alınması, mevcut iadelerden başka ibraz etmeleri halinde sanıklardan varsa iade edilen çek ve senetlere ilişkin belgelerinin temin edilmesi, dosyanın konunun uzmanı ... uzman denetçilerinden seçilecek yeni bir bilirkişi heyetine tevdii edilip; teknik bilirkişilerin inşaat maliyet hesabına ilişkin tespitleri de dikkate alınarak kooperatifin gaye ve inşaatları için yapılanlar dahil tüm giderleri belirlenip buna göre her bir sanığın sorumluluğunu irdeler şekilde, zimmetlerinde kooperatif parası bulunup bulunmadığı, sanık ...’e yaptığı işlerin bedeli üzerinde çek, senet veya nakit olarak ödeme yapılıp yapılmadığı, varsa miktarının ne olduğu, özellikle mahsup, tahsilat ve tediye makbuzlarını düzenleyen kişiler itibariyle kooperatifin mali işlemlerinin fiilen belirli sanıklar tarafından yürütülüp yürütülmediği hususlarında, sanıkların savunmaları ile dosyadaki bilirkişi raporlarını ve zimmet isnadına ilişkin tüm davaları da irdeler şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, üyelerden tahsil edilen aidatların kayıtlara intikal ettirilmeden maledinilmesi ve kooperatif kayıtlarına intikal ettirilmeden 90.566.280.000 TL değerinde senetlerin sanık ...’e ait .... A.Ş.’ye devredilmesi isnatlarının sübutu halinde nitelikli zimmet vasfında bulunduğu gözetilmeden yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde sübutu kabul edilen eylemler gerekçede açıklanarak mahkumiyet veya beraat kararı verilmesi ile yetinilmesi gerekirken ayrıca zimmet suçundan birleşen davalara ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına dair hükümler kurulması,
5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasındaki "suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" şeklindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, olayın oluş şekli ve süresi, zararın ağırlığı göz önüne alınarak temel ceza ve zincirleme suç nedeniyle yapılacak artırımın hak ve nesafete uygun bir şekilde belirlenmesi gerektiği de gözetilmeden, 5237 sayılı TCK"nın 3/1. maddesindeki orantılılık ilkesine aykırı olacak şekilde takdirde de hataya düşülerek temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi ve aynı Yasanın 43. maddesi gereğince asgari oranda artırım yapılması suretiyle ceza tayini,
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 62/son maddesindeki, "Yönetim Kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar. Bunların suç teşkil eden fiil ve hareketlerinden ve özellikle kooperatifin para ve malları bilanço, tutanak, rapor ve başka evrak, defter ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi gibi cezalandırılır." hükmü ile 5237 sayılı TCK"nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve ancak kamu görevlisi tarafından işlenebilen zimmet suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabileceği gözetilmeden sanık ...’in aynı Kanunun 37/1. maddesi uyarınca cezalandırılması yoluna gidilmesi,
TCK"nın 53/1-d maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işledikleri kabul edilen sanıklar.... ve .... hakkında aynı Kanunun 53/5. madde ve fıkrası gereğince, cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezaların yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, keza sanık ... hakkında TCK"nın 53/5. maddesinin uygulanamayacağı nazara alınmadan yazılı şekilde mahkum olan tüm sanıklar hakkında 53/1-a maddesinde yazılı hak ve yetkilerden yoksunluğa hükmolunması,
Anayasa Mahkemesinin TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı kararının değerlendirilmesi lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili, sanıklar ... ve ... müdafiileri, sanık ... ile müdafiin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.