11. Hukuk Dairesi 2016/12433 E. , 2018/4042 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30.03.2016 tarih ve 2015/1068-2016/595 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve ihbar olunan vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı ... Limited Şirketi ile müvekkili arasında 24/11/2011 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye istinaden bu şirkete kredi kullandırıldığını, davalının da ... İlçesi ... Mah. 2 pafta 6035 ada 4 parselde kayıtlı 1. kat 1 nolu bağımsız bölümün tamamını dava dışı şirket lehine ipotek olarak verdiğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine ... İcra Müdürlüğünün 2012/5119 esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığını, fakat davalının eşi tarafından müvekkili bankaya karşı ipoteğin fekki davası açıldığını, .... Aile Mahkemesi 2012/1035 E 2013/63 K sayılı kararı ile gayrımenkulün aile konutu olması sebebiyle ipoteğin fekkine karar verildiğini, ancak davalının ipotek akit tablosu ile aynı zamanda şahsi kefalet verdiğini, bu durumda kefalet borçlusu olarak krediden sorumlu olduğunu ileri sürerek 145.218,00 TL"nin temerrüt faizi ile birlikte tahsiline kararı verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının davaya dayanak yaptığı 29/12/2011 tarihli ipotek akit tablosunda müvekkilinin iradesinin ipotek tesisine yönelik olduğunu, alınan kefaletinin geçerli olmadığını, diğer taraftan kefaletin üst limitinin belli olmadığını, eş rızasının da bulunmadığını, bu nedenle de geçerli bir kefaletten bahsedilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, ipotek akdinin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nin 484. maddesinde kefaletin geçerliliği için yazılı olması ve kefalet limitinin bulunması gerektiği, ipotek akdinin yazılı olmanın da ötesinde resmi şekilde yapılmış olduğu, ipotek akit tablosunda gösterilen limitin de kefalet limiti olarak kabulünün mümkün olduğu, ipotek akdinde yer alan kefalete ilişkin açıklamaların kefalet iradesini de ortaya koyduğunu ve dolayısıyla kefaletin geçerli kabul edilmesi gerektiği, ipotek akit tablosunda ipotek verenin ayrıca müteselsil kefil olması karşısında davalının genel kredi sözleşmesinde imzasının olmamasının kefalet sorumluluğunun bulunmadığı anlamına gelmeyeceği, geçerli bir kefalet bulunduğu gerekçesiyle 145.218 TL"nin 20/03/2012 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi (%26) ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ve ihbar olunan vekili temyiz etmiştir.
1- Bir davada kararı temyiz etme hakkı, yalnız taraflara veya hüküm ile kendisine mükellefiyet yüklenen veya bir hakkı ihlal edilen kimseye veyahut kanunun açıkça belirttiği mercilere aittir. Temyiz isteminde bulunan ... davada ihbar olunan konumundadır. Karar başlığında davalı olarak gösterilmemiş, aleyhine de hüküm kurulmamıştır. O halde, ihbar olunan vekilinin kararı temyiz etmede hukuki yararı bulunmadığından temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyiz istemine gelince, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, ihbar olunan vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 7.439,84 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 29.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.