14. Hukuk Dairesi 2015/14131 E. , 2018/3556 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.05.2011 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı .... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 17.05.2011 tarihli dilekçesiyle davalının vekili ... ile davacı kooperatif arasında ... 11. Noterliği"nin 30/04/1998 tarih ve 98/16518 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmede belirlenen 122.500.000.000 TL bedelin tamamının davalıya ödendiğini, satış vaadinin tapuya şerh edildiğini,aynı konuda 2009/177 Esas - 2010/49 Karar sayılı dosyada davalı vekilinin 19.02.2010 tarihli celsede imzalı beyanı ile davayı kabul ettiğini, ancak istirak halinde mülkiyet nedeni ile davanın 19.02.2010 tarihinde reddedildiğini, ancak iştirakin 12.05.2011 tarihinde müşterek mülkiyete dönüştüğünü, ifa olanağı doğduğunu beyanla davalının 2270 parsel sayılı taşınmazdaki mirastan gelen paylarının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir. Davacı vekili yargılama sırasındaki dilekçelerinde davalının tüm paylarının iptal ve tescilini istemiştir.
Davacı vekili, 17.05.2012 tarihli duruşmada "bizim bu davada talebimiz sadece satış vaadi sözleşmesinde bahsi geçen yerlerin bize verilmesini talep ederiz" şeklinde ve aynı duruşmada davalı vekili "satış vaadi sözleşmesinde bahsi geçen yerlerin davacı tarafa verilmesine bir diyeceğimiz yoktur" şeklinde imzalı beyanda bulunmuşlardır. Davalı vekili, satış vaadi sözleşmesinin kapsamı dışında kalan murisin payı dışındaki paylara yönelik talebi kabul etmediklerini, ayrıca imar uygulamasından sonra davalıya ait imar parsellerinden miktar itibariyle uygun olan davacının paylarının da bulunduğu 1 veya en fazla 2 parselde davacıya pay verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, her ne kadar kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki farkılık bozma sebebi olarak kabul edilse de, kısa kararda sehven davanın kısmen kabulü şeklinde yazıldığı, red edilecek veya red edilen bir talebin bulunmadığı anlaşılarak bu husus gerekçeli kararda düzeltilmiştir.
Sözleşmede tarafların devre konu yaptığı payların davalının murisinden kendisine intikal eden paylara ilişkin olduğu, taşınmaz üzerinde imar uygulaması yapılması sebebiyle davacının hak ettiği payların tüm imar parsellerine eşit oranda dağıtılmasının uygun olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 2270 parsel sayılı taşınmazın (imar işlemi uygulanan) taşınmazda davalıya mirastan intikal edip imar uygulaması sonucunda DOP kesintisi yapılmak suretiyle kalan 24.765,83 m²"lik hisse üzerindeki ... kaydının iptali ile bu payın davacı adına bilirkişi tarafından düzenlenen 23/03/2015 tarihli raporda belirtildiği şekilde tapuya kayıt ve tesciline, bilirkişi tarafından düzenlenen 23/03/2015 tarihli raporun kararın eki sayılmasına, taşınmaz üzerine konulan ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı kooperatif vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre ve özellikle 30.04.1998 tarih 16518 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi içeriğinde "...2270 parseli teşkil eden arazide müvekkilimin adına murisi evvellerimden intikalen gelen ve hissesine isabet edecek eden taşınmazdaki hak ve hisselerini, bilumum hak ve vecibeleri ile birlikte... satmayı vaad ve taahhüt ediyorum..." şeklindeki sözleşme içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece davanın kabulü ile 2270 parsel sayılı taşınmazda (imar işlemi uygulanan) davalıya mirastan intikal edip imar uygulaması sonucunda DOP kesintisi yapılmak suretiyle kalan 24.765,83 m2"lik hisse üzerindeki ... kaydının iptali ile bu payın davacı adına bilirkişi tarafından düzenlenen 23.03.2015 tarihli raporunda belirtildiği şekilde tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Bu haliyle bilirkişi raporuna atıf yapılarak verilen kararda her bir imar parselinde davacı adına tescil edilmesi gereken pay oranı gösterilmemiştir.
Mahkemece HMK 297/2. maddesi gereğince açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ve yeni oluşan imar parsel numaraları üzerinden pay oranları gösterilmek suretiyle bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde bilirkişi raporuna atıf yapılmak suretiyle karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 08.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.