10. Hukuk Dairesi 2020/5326 E. , 2021/1237 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, 5510 sayılı Yasa"nın 81.maddesi uyarınca %5 puanlık Hazine desteğinden yararlandırılmasına ve fazla ödenen primlerin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesi davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
27/03/2018 tarihli ve 7103 sayılı Vergi Kanunları ile bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik yapılması hakkında Kanun"un 70. maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen Ek 17. madde ile: “Bu Kanun veya diğer Kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmadığı ay/dönemlerde gerekli tüm koşulların sağlanmış olması ve yararlanılmayan ayı/dönemi takip eden altı ay içerisinde Kuruma müracaat edilmesi şartlarıyla, başvuru tarihinden geriye yönelik en fazla altı aya ilişkin olmak üzere, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşviki, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ilişkin olmak üzere tüm şartları sağladığı halde bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanmamış işverenler ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yararlanılan prim teşviki, destek ve indirimlerin değiştirilmesine yönelik talepte bulunan işverenler tarafından en son bu maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından itibaren bir ay içinde Kuruma başvurulması halinde, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşvik, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.
Bu maddenin ikinci fıkrası kapsamında talepte bulunan işverenlere iade edilecek tutar, maddenin yürürlük tarihinden önce talepte bulunanlar için maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından, yürürlük tarihinden sonra talepte bulunanlar için ise, talep tarihini takip eden aybaşından itibaren kanuni faiz esas alınmak suretiyle hesaplanarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak üç yıl içinde ödenir. Ödeme, öncelikle bu Kanunun 88 inci maddesinin on dört ve on altıncı fıkralarına göre muaccel hale gelmiş prim ve her türlü borçlardan, sonrasında ise ilgili kanunlar uyarınca yapılandırma veya taksitlendirme de dâhil olmak üzere müeccel haldeki prim ve her türlü borçlarından mahsup yoluyla gerçekleştirilir. Ancak, üç yıl sonunda ilgili kanunları gereği yapılandırılma veya taksitlendirilme sebebiyle vadesi gelmemiş taksit ödemelerinden peşinen mahsup edilir. Kuruma borcu bulunmayan işverenlere altı ayda bir eşit taksitlerle iade yapılır.
Görülmekte olan davalarda ayrıca bir başvuru şartı aranmaksızın, dava öncesi yapılan idari başvuru tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte hesaplanacak tutar üçüncü fıkra hükümlerine göre mahsup veya iade edilir. Mahkemelerce, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalarda davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Yargılama giderleri idare üzerinde bırakılır ve vekâlet ücretinin dörtte birine hükmedilir. Ayrıca, ilk derece mahkemelerince verilen kararlar hakkında Sosyal Güvenlik Kurumunca Kanun yollarına başvurulmaz ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan Kanun yolu başvurularından vazgeçilmiş sayılır." şeklinde düzenleme getirilmiş, 5510 sayılı Yasanın ek 17. maddesinin 4. fıkrası hükmünün iptali için Anayasa Mahkemesi"ne başvuruda bulunulmuş ve Anayasa Mahkemesince 19.02.2020 gün ve 2018/139 E. 2020/12 K. Sayılı karar ile bu hükmün iptaline karar verilmiş ve karar 05.05.2020 tarih ve 31118 sayılı Resmi gazetede yayımlanmıştır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, bozma ilamı sonrası Mahkemenin davacı şirketin 7103 sayılı Yasadan yararlanma talebi bulunup bulunmadığı ile ilgili müzekkeresine, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından 03/09/2018 tarihli yazı ile talep olunan alacak tutarının yasal faizi ile birlikte davacı şirket vekilinin banka hesabına 20/03/2015 tarihli yazıya istinaden yatırıldığı belirtilmek suretiyle cevap verildiği, Mahkeme tarafından davalı Kuruma tekrardan davacı şirkete yapılan bu ödemenin 7103 sayılı Yasa"nın 70. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"ya eklenen Ek 17. madde kapsamında gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin sorulması üzerine Kurum tarafından bu defa 27/03/2018 tarihli yazı cevabı ile davacı tarafın banka hesabına belirtilen alacak tutarının yasal faizi ile birlikte yatırılmış olduğu hususunun yinelendiği, davacı şirket tarafından ise davalı Kurum tarafından yatırılan tutarın tekrardan Kurum hesabına aktarıldığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, uyuşmazlık konusu alacak tutarının Kurum tarafından 20/03/2015 tarihli yazıya istinaden davacı hesabına yatırıldığı iddiası, davacı tarafın ise hesaba yatırılan tutarın tekrardan Kurum hesabına aktarıldığı iddiası karşısında çelişki oluşmakla, hükmün infazı aşamasında mükerrer ödemeye sebebiyet verecek nitelikteki bu ihtilaf ortadan kaldırılmadan eksik inceleme ve araştırma neticesi kurulan hüküm bozma nedenidir.
Mahkemece yapılacak iş, Kurumdan ihtilaf konusu alacak tutarının davacı vekilinin banka hesabına yatırıldığına ilişkin ilgili belge ve kayıtlar, davacı şirketten ise hesabına intikal eden alacak tutarını tekrardan davalı Kurum hesabına aktarıldığına ilişkin ilgili belge ve kayıtlar getirtilerek davacı tarafa ödemenin yapılmış olduğunun anlaşılması halinde mükerrer ödemeyi önleyici, infazı kabil bir şekilde karar vermek, aksi halde davacı tarafından davalı Kurum hesabına alacak tutarının aktarıldığı anlaşılırsa Kurum tarafından 7103 sayılı Yasa"nın 70. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"ya eklenen Ek 17. madde kapsamında davacı şirketin yapmış olduğu başvuru ve neticesine ilişkin açıkça bir cevap verilmediğinden, Kurumdan tekrardan davacı şirketin yapmış olduğu herhangi bir başvurunun olup olmadığı ve varsa başvurunun neticesi sorularak gelen yazı cevabına göre anılan Yasa maddesi kapsamına göre bir değerlendirme yapmak, davacı şirketin herhangi bir başvuruda bulunmaması ya da Kurumun yapılmış bir başvuruyu kabul etmemesi halinde işin esasına girerek sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular göz önünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.