Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklının kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlattığı takipte, borçlu dayanak senetteki imzayı inkar etmiştir. Mahkemece yaptırılan incelemede Adli Tıp Kurumundan alınan 21.09.2007 tarihli raporun incelenmesinde 29.04.2005 tarih ve 06.02.2006 tarihli raporlara atıfta bulunarak imzanın borçlu .............................."e ait olup olmadığının tespit edilemediği görülmüştür. (29.04.2005 ve 06.02.2006 tarihli Adli Tıp raporlarında borçluya ait daha fazla imza örnekleri temin edildikten sonra inceleme yapılabileceği; bu aşamada mevcut belgelerle imzanın borçluya ait olup olmadığının tespit edilemeyeceğinin açıklandığı anlaşılmıştır. Hazırlık soruşturması aşamasında Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünden 04.08.2006 tarihinde alınan raporda imzanın borçluya ait olduğunun tespit edildiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş somut olaya çözüm getirecek nitelikte yeniden bilikişi incelemesine gidilerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24/12/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.