11. Hukuk Dairesi 2016/8998 E. , 2018/4037 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/02/2015 tarih ve 2014/788-2015/107 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin hissedarı olduğunu, davalı şirketin 24.07.2012 tarihinde yapılan genel kuruluna müvekkilinin usulüne uygun şekilde çağrılmadığını ve alınan kararların kanuna ve dürüstlük kurallarına uygun olmadığını, müvekkilinin toplantıdan haberdar olmadığı için bilançoyu ve denetim raporunu inceleyemediğini, dolayısıyla azınlık haklarının kısıtlandığını, gündemin 3. ve 4. maddelerinde denetçi raporu, bilanço gelir gider tablosunun okunup onaylandığını, gündemin 5. ve 6. maddelerinde yönetim kurulu üyelerinin ve denetim kurulu üyelerinin ibrasına karar verildiğini, 7. maddesinde her bir toplantı başına yönetim kurulu başkanına 12.500, TL yönetim kurulu üyelerinin her birine de toplantı başına 5.000, TL olmak üzere huzur hakkı tayin edildiğini, bir toplantının şirkete maliyetinin 22.500, TL olduğunu, fahiş huzur hakkı tayininin örtülü kar dağıtımı niteliğinde olduğunu, gündemin 8. ve 9. maddesinde yönetim kurulu ve denetçi seçildiğini, 10. maddesinde yönetim kurulu üyelerine TTK 395 ve 396. maddesi uyarınca yetki verilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, zira davalı şirketin hissedarı ve yönetiminde bulunan ve tekrar yönetimine seçilen ... ve ..."in de bu maddenin oylamasında oy kullandığı, bu kişilerin davalı şirketin hakim ortağı durumunda olan dava dışı.... Holding A.Ş."nin %99 hissesine sahip olduğu ve oylamada bu şirketin de oy kullandığını, oysa yöneticilerin ve yöneticilerin yönettiği hakim şirketin ibra ve bilançoların onaylanması maddelerinde oy kullanamayacağını ileri sürerek genel kurul toplantısında alınan tüm kararların yoklukla malul olduğunun tespitine ve iptaline, bu talep kabul edilmediği takdirde, alınan 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10 numaralı kararların iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının dava dilekçesinde belirtiği adresinde iadeli taahhütlü mektup yoluyla 12.07.2012 tarihinde usulüne uygun şekilde toplantıya davet edildiğini, fakat tebliğ edilemediğini, ayrıca 06.07.2012 tarihinde ticaret sicil gazetesinde genel kurul toplantısı ve gündeminin ilan edildiğini, bu tarihten 17 gün sonra toplantının icra edildiğini, davacının hissesinin küçük olması karşısında alınacak kararlarda da etkisinin olamayacağını, işbu davanın iyiniyetle açılmadığını, alınan kararların kanunlara ve dürüstlük kurallarına uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafın şirketteki toplam 950.000 hisseden 49.875 adedine sahip olduğu, davacının dava konusu genel kurula katılmadığı, çağrının usulüne uygun yapıldığı, çağrının yapılmadığı kabul edilse dahi kararların katılanların oy birliğiyle alınması nedeniyle etkili olmadığı iptali talep olunan kararların bu konudan bağımsız olarak kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunun ispatlanmasının gerektiği alınan kararlarda kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı bir husus tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 29.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.