3. Hukuk Dairesi 2014/11706 E. , 2015/4371 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2013
NUMARASI : 2013/14-2013/219
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; Hotel Club Phokaia adlı tesiste müvekkilinin elektrik abonesi olduğunu, davalı yandan elektrik tedarik edilen dönemde hizmet bedeli karşılığı olmayan "kayıp, PSH yani sayaç okuma, iletim, dağıtım" adı altında bedel tahsil ettiğinin tespit edildiğini, toplamda 17.942,28TL kayıp bedelini müvekkili şirkete faturalandırarak haksız ve sebepsiz yere bu tutarları tahsil ettiğini iddia ederek ödenen meblağın fatura tarihlerinden itibaren yürütülecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; BK"nun 66.maddesindeki bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, sebepsiz zenginleşme koşullarının müvekkili şirket açısından oluşmadığını, bu işlemler dolayısıyla müvekkilinin hiçbir bedel elde etmeyip tüm kayıp-kaçak bedellerinin kendi mal varlığına katmaksızın, elektrik piyasası tarifeler yönetmeliği ve tarifelere ilişkin tebliğler uyarınca dağıtım şirketi olan Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş."ye ödediğini, ayrıca müvekkilinin haksız bir bedeli tahsil etmediğini, tamamen hukuka uygun olarak gerçekleştirilmiş işlemler olduğunu, davacının EPDK kararları ve bunların uygulanmasının yasaya aykırı olduğu düşüncesinde ise bu kararlar aleyhine yargı yoluna başvurması gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; yürürlükte bulunan kayıp-kaçak bedeline ilişkin EPDK kararları ve tarifeler uyarınca dağıtım şirketlerince kayıp-kaçak bedelinin tahsil edilmesinin hukuka uygun bulunduğu ve davalı açısından sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyize konu uyuşmazlık; davalının abonelerinden kayıp-kaçak, ve sayaç okuma bedeli isteyip isteyemeyeceği; buradan varılacak sonuca göre de davalının davacıdan tahsil ettiği bu bedelleri davacı aboneye iade etmek zorunda olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstermektedir. Kayıp-kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak bedeli oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedeldir.
Davalının elektrik enerjisinin üretiminden, tüketicilere ulaştırılıncaya kadar oluşan elektrik eksikliği kayıp bedeli olarak; enerji nakil hatlarından çeşitli sebeplerle sayaçtan geçirilmeksizin, herhangi bir bedel ödemeden kullanılan elektrik bedeli de kaçak bedeli olarak diğer kullanıcı abonelere yansıtılmaktadır.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinde bu kanun ile verilen görevleri yerine getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulduğu belirtilmiş ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verilmiş olup, sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi verilmemiştir.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu bu maddeye dayanarak 11/08/2002 gün ve 24843 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”i yayımlamış ve lisans sahibi şirketlerde bu tebliğe uygun olarak tüketicilerden kayıp-kaçak, perakende satış hizmet, psh sayaç okuma, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedeli adı altında bir bedel tahsil etmiştir.
Tebliğin dayanağı olan 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinde, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisi verilmemiştir.
Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından kaçak kullanılan elektrik bedellerinin ödeme yapan abonelerden tahsili yoluna gidilmesi hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır.
Diğer taraftan elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan davalıya aittir.
Bununla birlikte abonenin faturalara yansıtılan kayıp-kaçak, ve sayaç okuma bedelinin hangi miktarda olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, şeffaflık ve hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır. (HGK 21/05/2014 tarih, 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar)
Hal böyle olunca mahkemece, bu ilkelere gözetilerek davaya konu bedellerin tüketicilerden tahsil edilemeyeceği kabul edilip, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.