17. Hukuk Dairesi 2017/1264 E. , 2018/1052 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı ..."e ait ve kardeşi ... sevk ve idaresinde olduğunu iddia ettiği aracın davacıya ait araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davalının %100 kusurlu olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2011/84 D.İş nolu dosyasında tespit edilen 2.750,00 TL hasar bedeli ile ayrıca 2.000,00 TL değer kaybı ve 4 günlük ikame araç gideri 400,00 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ...; kendisinin kusuru olmadığını ve davacı tarafın kusurlu olduğunu, kusuru olsa da trafik sigortasına müracat edilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ...; mahkemedeki beyanında, aracın sürücüsünün kendisi olmadığını, asıl mağdur olan tarafın kendileri olduğunu beyan etmiştir.Mahkemece, kaza tutanağının doğru tutulmadığı gerekçesiyle davacının davasının sübut bulmadığından reddine karar verilmiş; hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 14/03/2016 gün ve 2015/15644 Esas 2016/3156 karar sayılı ilamı ile "taraflarca tutulan kaza tespit tutanağı ile davacı ile davalı malike ait araçların trafik kazasına karıştığı belirgin olduğu, bu kapsamda her iki tarafın imzasını içeren tutanağın tarafların ve tanıkların beyanları değerlendirilerek tarafların kusurlarının belirlenip, konusunda uzman makina mühendisi bilirkişiden hesap raporu aldırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği" gerekçeleriyle karar bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.Bozma sonrası yapılan yargılama sonrasında mahkemece, bozma ilamının gerekleri yerine getirilerek davanın kısmen kabulü ile 1.700,00 TL hasar bedelinin haksız fiil tarihi olan 18/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 Sayılı HMK."nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK."nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2016 tarihinden itibaren 2.190,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu karar anılan tarihten sonra verildiğinden kabul edilen 1.700,00 TL tazminat yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalıların temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalıların maddi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 8,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 19.2.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.