21. Hukuk Dairesi 2016/2996 E. , 2017/5545 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün feri müdahil, ... ve ... vekilleri ile ... tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının davalı işyerinde 15/01/1991-31/10/2008 tarihleri arasında geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, mahkemece verilen ilk kararda davacının "davalılar murisi ..."ya ait ... numaralı işyerinde 15/01/1991- 12/02/1991 ve 01/08/1996- 12/01/2005 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle 3071 gün çalıştığı, 3071 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediği; yine davalılar murisi Mehmet Kaya"ya ait 1246982.35 numaralı işyerinde 13/01/2005- 19/06/2007 tarihleri arasında asgari ücretle 696 gün çalıştığı, 468 günlük çalışmasının kuruma bildirildiği, 228 günlük çalışmasının bildirilmediği; davalı ..."ya ait ... ... ... İl Müdürlüğünde tescilsiz ... adresinde kurulu su arıtma cihazları tamiri ve satışı işyerinde 01/09/2007- 31/10/2008 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle 420 gün çalıştığı, 420 günlük çalışmasının kuruma bildirilmediğinin tespitine" karar verildiği, kararın sadece davalılar tarafından temyiz edildiği, davacının temyizinin bulunmadığı, araştırılması gereken hususlar belirtilerek Dairemizin 15.03.2012 tarihli, 2012/4818E, 2012/3815K sayılı ilamı ile hükmün bozulduğu, bozma kararına uyan mahkemenin bu kez davacının davalı işyerinde "davalılar murisi ..."ya ait ... numaralı işyerinde 15/01/1991- 12/01/2005 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle 5039 gün çalıştığı, 5039 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediği; b-)Davalılar murisi ..."ya ait ... numaralı işyerinde 13/01/2005- 19/06/2007 tarihleri arasında asgari ücretle 696 gün çalıştığı, 468 günlük çalışmasının kuruma bildirildiği, 228 günlük çalışmasının bildirilmediği; c-)Davalı ..."ya ait ... ... ... İl Müdürlüğünde tescilsiz ... adresinde kurulu su arıtma cihazları tamiri ve satışı işyerinde 01/09/2007- 31/10/2008 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle 420 gün çalıştığı, 420 günlük çalışmasının kuruma bildirilmediğinin tespitine" karar verdiği, kararın süresi içinde davalı Kurum ve davalı işverenler tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
Usuli kazanılmış hak kavramı, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir. (...nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.)
Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde Yargıtay"ın temyiz eden tarafın yararına olarak verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme artık, temyiz eden tarafın önceki bozulan karara oranla daha aleyhine bir hüküm veremez. Buna da "aleyhe hüküm verme yasağı" denir.
Aksi halde usul hükümleri ile hedef tutulan istikrar zedelenir ve mahkeme kararlarına karşı güven sarsılır.
Somut olayda, davacının davalı işveren nezdinde 15/01/1991- 12/02/1991 ve 01/08/1996- 12/01/2005 tarihleri arasında 3071 gün; 13/01/2005- 19/06/2007 tarihleri arasında 228 gün ve 01/09/2007- 31/10/2008 tarihleri arasında 420 gün eksik hizmetinin tespitine karar verildiği, kararın davalılar tarafından temyiz edildiği, Dairemiz tarafından eksik araştırmayla karar verilmesi sebebi ile kararın bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği ancak bu kez davacının 15/01/1991- 12/01/2005 tarihleri arasında 5039 gün çalıştığının tespitine karar verildiği, dolayısıyla tespitine karar verilen sürenin, ilk kararı temyiz etmeyen davacı lehine, temyiz eden davalılar aleyhine olamayacağı göz önünde bulundurulmadan hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Ne var ki bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, HMK’nın 370/2 maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü hüküm fıkrasının 1.paragrafının (a) bendi tamamen silinerek, yerine; "1-Davanın KABULÜ İLE;
a) ...TC. Kimlik Numaralı,... sigorta sicil numaralı, davacı ..."nün davalılar murisi ..."ya ait ... numaralı işyerinde 15/01/1991- 12/02/1991 ve 01/08/1996- 12/01/2005 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle 3071 gün çalıştığı, 3071 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediğinin," rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalılardan ..., ... ve ..."ya yükletilmesine, 03.07.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.