Taraflar arasındaki iştirak ve yoksulluk nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde, yaşlılığı sebebiyle çalışamadığı ve ihtiyaçlarını karşılayamadığını beyan ederek, boşanma ile hükmolunan 50"şer TL yoksulluk ve iştirak nafakasının ayrı ayrı 200 TL"ye yükseltilmesini ve ÜFE ve TÜFE oranında yıllık artışa karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı mahkemece alınan beyanında çalışmadığını beyan etmiştir. Mahkemece, tarafların ekonomik sosyal durumları ve tanık beyanları nazara alınarak dava tarihinden itibaren yoksulluk nafakasını 120 TL arttırılarak 170 TL, iştirak nafakasının ise 170 TL arttırılarak 220 TL "ye yükseltilmesine, nafakaların her yıl ÜFE-TÜFE oranında arttırımına karar verilmiştir, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Dosyanın incelenmesinde davacı kadının davalı ile 28.02.2003 tarihinde boşandıktan sonra 08.01.2007 tarihinde yeniden evlendiği ve söz konusu ikinci evliliğinin 21.11.2008 kesinleşme tarihli mahkeme kararıyla sona erdiği anlaşılmıştır. TMK’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Davalı tarafça açılmış bir nafakanın kaldırılması davası bulunmamakta ise de, söz konusu yasa maddesinin amir hükmü karşısında davalı tarafça yeniden evlenme olgusu yargılama aşamasında ileri sürülmemiş dahi olsa mahkemece re"sen dikkate alınması lüzumu bulunmaktadır. Bu halde, yoksulluk nafakası şartlarının davacı kadının yeniden evlendiği tarih itibariyle kalktığı değerlendirilmeksizin yoksulluk nafakasının arttırımına karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.