10. Hukuk Dairesi 2020/5836 E. , 2021/1236 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, Kurum işleminin iptali ile davacının almakta olduğu yaşlılık aylığının ödenmeye devam edilmesi gerektiğinin tespiti ve ödenmeyen yaşlılık aylıklarının yasal faiziyle ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyanın incelenmesinde, 08/03/1943 doğum tarihli davacının 10/09/1973-23/10/1978 , 02/09/1987-27/05/1992 ve 09/09/1992-31/03/1993 tarihleri arasında nakliyecilik faaliyetinden dolayı vergi kaydının, 15/05/1969 yılından itibaren ... Şoförler ve Otomobilciler Odasında üyelik kaydının olduğu, 18/05/1990-31/12/1998 tarihleri arasında şirket ortaklığından dolayı ticaret odası üyelik kaydının bulunduğu, 22/03/1985 tarihli Esnaf Bağ-Kur sigortalılık tescilinin Kurum kayıtlarına intikal eden Bağ-Kur’a Giriş Bildirgesine istinaden gerçekleştirildiği, 31/03/1998 tarihli tahsis talebine istinaden 01/04/1998 tarihinden itibaren 1479 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı bağlandığı, 06/02/2003 tarih ve 1 sayılı Kurum müfettiş raporuna istinaden davacının sigortalılığına esas alınan oda kaydının sahteliği nedeniyle geçersiz olduğu kabul edilerek sigortalılık sürelerinin iptal edildiği, yaşlılık aylığı tahsis koşullarını kaybeden davacının yaşlılık aylığının başlangıç tarihi itibariyle kesildiği, davacıya yersiz olarak ödenen yaşlılık aylığının faiziyle birlikte tahsilinin davacıdan talep edilmesi üzerine 25/08/2003 tarihinde eldeki davanın açıldığı, davacı da dahil bir kısım sigortalılar hakkında yapılan suç duyurusu sonrası ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2003/2082 Hazırlık No, 2004/80 Karar sayılı Ek Takipsizlik kararı ile “üzerilerine atılı suçları işlediklerine dair kamu davası açılmasını gerektirecek nitelikte delil ve emare elde edilemediğinden bu şüpheliler hakkında kamu adına takibat yapmaya mahal olmadığına” karar verildiği, yapılan itiraz sonrası Ağır Ceza Mahkemesince ek takipsizlik kararının kaldırılmasına yönelik talebin reddine karar verilmekle ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2003/2082 Haz. 2004/80 K. sayılı 04/05/2004 tarihli ek takipsizlik kararının kesinleştiği, Ağır Ceza Mahkemesince oda yöneticisi ve personeli olan sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında yapılan yargılamada, 2004/110 Esas sayılı dosyası içinde mevcut 06/10/2008 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda, “İnceleme konusu 1 no lu üye kayıt defterinin , ... 787 no lu sırasına yazılı ‘...’ isim yazısı ile sanıkların mukayese yazıları arasında tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı yazılarına kıyasla adı geçen şahısların eli ürünü olmadığının” belirtildiği, eldeki dosya kapsamında 23/11/2009 havale tarihli mali müşavir bilirkişisinin raporu ile “üye kayıt defterinin incelenmesi sonucu defterin 787 sıra numarasında davacının üye kaydının yapıldığı, üyenin adı ve soyadı kısmında önceden adı ve soyadı yazılı bulunan kısmında kazıntı yapıldığı ve üzerine davacının adının ve soyadının yazıldığı, üyelik kayıt tarihinin “15/05/1969” olarak yazılı olduğu, baba adı “Bekir”, doğum tarihi ve doğum yeri kısmında “Artova, 1943” yazıldığı, üye aidat ödemeleri kısmının boş olduğu, herhangi bir aidat ödemesinin olmadığı, ... Şoförler ve Otomobilciler Odasının Yönetim Kurulu Karar defterinde davacı ile ilgili herhangi bir kararın bulunmadığı, 1990-1993 yıllarındaki Hazirun listesinde davacının adının ve imzasının olmadığı” hususlarının belirtildiği, yine alınan sosyal güvenlik hukuku bilirkişisi raporunun dosyaya sunulduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin (kapatılan) 02/04/2012 tarihli 2011/3025 E.,2012/4924 K. no lu bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesi Ağır Ceza Mahkemesince esnaf odası yönetici ve personeli olan sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında yapılan yargılama neticesi en son sanıklar hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/3 ve 5271 sayılı Yasa"nın 223/8. maddeleri uyarınca düşürülmesine karar verildiği, verilen kararın 12/05/2016 tarihinde kesinleştiği, ihtilaf konusu dönemden 1982-1997 yılları arası bir kısım hazirun cetvellerinin dosyaya sunulduğu, hazirun cetvellerinde 787 sıra no ile davacıya ait kaydın yer almadığı, 1 numaralı oda kayıt defterinin aktarılması esnasında 2 numaralı defterin 787 sıra numarasına kaydı yapılan dava dışı ... hakkında ... Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanlığının 26/03/2018 tarihli yazı cevabı ile “Odanın 787 no lu üyesi ...’ın daha önce noter tastiksiz defterde kayıtlı olduğu, sonradan noter tasdikli deftere 260 no ile üye olarak kaydedildiği, adı geçen şahsın meslek değişikliğinden dolayı 28/02/2017 tarihinde alınan karar ile üyelik kaydının silindiği, şahsın ticari taksi işletmesi faaliyetinden dolayı 28/07/2017 tarihinde yeniden üyelik kaydının yapıldığının” Mahkemeye bildirildiği, Kurumun 03/10/2018 tarihli yazı cevabı ile “adı geçen ...’ın Bağ-Kur tesciline rastlanmadığının” Mahkemeye bildirildiği, Kurumun 12/12/2018 tarihli yazı cevabı ile “02/09/1987 tarihinde vergi kaydına istinaden başladığı ve 31/12/1998 tarihinde şirket ortaklığının bitmesi sebebiyle sigortalılığının durdurulduğunu, Ek 76 madde kapsamında sigortalının hem borcunun hem de borçlu olduğu döneme ait hizmetlerinin silinmesi hakkında kanun gereği davacının terk tarihinin 31/03/1998 tarihine çekildiğinin bildirildiği, davacının 31/03/1998-31/12/1998 tarihleri arası borçlanma hakkının mahfuz olduğunun, davacının 15/05/1969-31/03/1998 tarihleri arasında prim ödemesi olup olmaması konusunda bilgi istenildiği, 31/10/1996-31/03/1998 tarihleri arasında sigortalının ödemelerinin olduğu ve bu ödemelerin 02/09/1987-31/03/1996 arasında gün sayısı olarak 3809 gün hizmetinin bulunduğu” hususlarının Mahkemeye bildirildiği, alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, duruşmalarda kamu tanıklarının dinlenildiği, Mahkemece davacının şaibeden uzak, geçerli bir oda kaydının bulunduğu da kanıtlanamadığından “davanın reddine” karar verildiği anlaşılmaktadır.
22/03/1985 yürürlük tarihli 3165 sayılı Kanun, sigortalılığa karine yönünden vergi kaydının, bu kaydın bulunmaması veya vergiden muaf olunması halinde, esnaf ve sanatkâr sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kayıtlarının esas alınacağını belirlemiştir.
11/09/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 58. Maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen Geçici 54. maddede “Mülga 4355 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsaları Kanunu, mülga 5373 sayılı Esnaf Dernekleri ve Esnaf Dernekleri Birlikleri Kanunu ve mülga 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununa göre; esnaf ve sanatkâr siciline veya odasına ya da her ikisine birden kayıtları bulunmakla birlikte üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine, Kuruma kayıt ve tescili yapılmakla birlikte, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılık süreleri geçersiz sayılarak iptal edilen sigortalılardan 22/3/1985 tarihinden sonraki sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır.
Maddede belirtildiği üzere, sigortalılık süreleri geçersiz sayılarak iptal edilen sigortalıların sigortalılıklarının geçerli olabilmesi için, birinci şart esnaf ve sanatkâr siciline veya odasına ya da her ikisine birden yapılan kayıtların mevzuata uygun olarak yapılmaması olup, ihtilaf konusu dönemdeki oda kaydını sahtecilik yolu ile elde etmiş sigortalılar yönünden Geçici 54. maddenin uygulanması mümkün değildir.
Mahkemece, 6552 sayılı Kanunun 58.maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen geçici 54.maddesi değerlendirilmeden ve davacının sigortalılığına esas oda kaydının sahte olup olmadığı her türlü şüpheden uzak bir biçimde belirlenmeden “davanın reddine” karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur.
Mahkemece yapılması gereken, öncelikle davacıya anılan yasal düzenlemeden yararlandırılıp yararlandırılmayacağı hususunun Kurumun kabulünde olup olmadığı konusunda verilecek mehille Kuruma başvurusu sağlanmalı ve varılacak sonuca göre değerlendirme yapılmalıdır. Şayet Kurum, davacıyı anılan yasal düzenlemeden yararlandırmak suretiyle sigortalılığa geçerlilik veriyorsa yaşlılık aylığı koşullarının buna göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
Şayet sigortalı anılan yasal düzenlemeden Kurumca yararlandırılmaz ise, vergi, sicil ve oda kaydına göre yaptığı prim ödemesinin ileriye dönük karşılık geldiği sigortalılık süresi Kurumdan sorularak tahsis koşullarını yeniden irdeleyip sonucuna göre karar verilmelidir .
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 04/02/2021 gününde oybirliği ile karar verildi.