11. Hukuk Dairesi 2019/2631 E. , 2020/550 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/11/2017 tarih ve 2015/375 E- 2017/394 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 07/03/2019 tarih ve 2018/863 E- 2019/247 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı kurum vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 1963 yılında kurulduğunu, bugüne kadar önemli ve çok sayıda konut projesi ürettiğini, 1997 yılından bu yana muhtelif tarih ve sayılarla tescil ettirilen "DUMANKAYA" ibaresini içerir çok sayıda markasının bulunduğunu, markasını ülke çapında tanınmış hale getirdiğini, davalı şirketin ise 2014/60369 sayılı "DMKY" ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilince adına tescilli markalara dayalı olarak bu başvuruya yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu başvurunun, müvekkiline ait "DUMANKAYA" ibaresinin "N" harfi dışında kalan sessiz harflerinden oluştuğunu, "DMKY" ibaresini gören tüketicilerin bu markayı müvekkiline ait DUMANKAYA ibareli marka ile ilişkilendireceğini ve çağrışım kuracağını, söz konusu markanın DUMANKAYA markasının kısaltılmışı olduğunu düşüneceğini, işletmeler arasında ticari veya idari bir bağlantı bulunduğu, itiraza konu markanın da DUMANKAYA markalarının serisi olduğu zannının oluşacağını, müvekkili markasının tanınmışlığının ve ayırt ediciliğinin yüksek oluşunun markalar arasında iltibasa neden olacağını, davalının başkaca müvekkili markasını çağrıştıracak şekilde aynı mal/hizmet sınıflarında kötü niyetle başvurular yaptığını, dava konusu DMKY ibareli başvuru dışında DMNK ve DMNKY ibareli marka başvurularında bulunmasının davalının kötü niyetini gösterdiğini, bir şekilde müvekkili markasının benzerinin tescili için ısrarla marka başvurusu yapıldığını, davalının 2014/60386 sayılı DMKY ibareli marka başvurusunun müvekkilinin itirazı neticesinde reddedildiğini, somut olayda da benzerlik ve iltibas tehlikesi açısından aynı durumun söz konusu olduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 2015-M-7886 sayılı kararının iptaline, tescili halinde 2014/60369 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı TPMK vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkili şirketin İbrahim Dumankaya Holding bünyesindeki şirketlerden biri olduğunu, holding kurucusu ve onursal başkanı İbrahim Dumankaya’nın inşaat sektörüne 1963 yılında DUMANKAYA markası ile girdiğini, söz konusu markayı zirveye çıkardığını, 2013 yılında İbrahim Dumankaya Holding’i kurduğunu, "DKY" ibaresinin esas olduğu markalarının bulunduğunu, markalarını koruma altına aldırdığını ve "DKY" ibaresi ile tanınan seri marka zincirinin sahibi olduğunu, "DKY" markasının tanınırlığını arttırmak için bilinen tüm televizyon kanallarında, gazetelerde, dergilerde, internet sitelerinde, reklam panolarında yüksek bütçelerle reklam tanıtım faaliyetleri yapmakta olduğunu, bu sayede "DKY" markasının büyük kitleler tarafından tanınan bir marka olduğunu ve tanınmış marka vasfını kazanmaya çok yaklaştığını, müvekkilinin "DMKY" ibareli markasının yine müvekkiline ait olan tescilli "DKY" markasından türetildiğini, taraf markalarının gerek telaffuzu, gerek görünüşü, gerek kavramsal anlamının birbirinden farklı olduğunu, "DMKY" markasının "DUMANKAYA" markasını çağrıştırmadığını, "DMKY" ibareli müvekkili markası ile "DUMANKAYA" markası arasında benzerlik ve iltibas ihtimali olmadığını, "DMKY" markasının 37. ve 42. sınıfta tescil edilmesinin talep edildiğini, emtia konusu olan gayrimenkulün pahalı bir ürün olması nedeniyle tüketiciler tarafından markanın ve marka sahibinin detaylı olarak incelendiğini ve markalar arasındaki ayırt edici unsurların tam olarak anlaşıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, dava konusu başvurunun kapsadığı tüm hizmetlerin davacı markalarının tescil kapsamındaki hizmetlerle aynı/aynı tür olduğu, başvuru kapsamındaki tüm mal ve hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b hükmü anlamında benzerlik ve iltibas riski bulunduğu, bu sebeple YİDK kararının iptali ve davalı markasının hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu, davacı markasının tanınmış marka olduğu, bu durumun taraf markaları arasındaki iltibas tehlikesini arttıran bir etken olmakla birlikte; dava konusu başvuru kapsamında farklı mal/hizmet bulunmadığından bu maddenin somut uyuşmazlığa uygulanmasına lüzum olmadığı, davalının marka başvurusunun kötüniyetle yapıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, TPMK YİDK"nın 2015-M-7886 sayılı kararının iptaline, davalı adına tescilli 2014/60369 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı Kurum vekili ve davalı şirket vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre davalı şirket kurucusunun, yine kurucusu bulunduğu davacı şirketten, "DUMANKAYA" markasını davacı uhdesinde bırakarak ayrıldığı, her ne kadar anılan markayı davacı uhdesinde bıraktığını ifade etse de davalının "DUMANKAYA" markasının sessiz harflerini tescil ettirmek istemesinin, davacı markalarının tanınmışlığından yararlanma ve davacı markalarını engelleme kastını gösterdiği, dolayısıyla mahkemece davalının kötüniyetli olduğunun belirlenmesinde bir isabetsizlik olmadığı, ilk derece mahkemesinin sair vakıa ve hukuki değerlendirmesinde de usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı Kurum vekili ve davalı şirket vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı kurum vekillerinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 20/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.