11. Hukuk Dairesi 2016/11415 E. , 2018/4030 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/04/2016 tarih ve 2015/246-2016/68 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin tanınmış ... markasının sahibi olduğunu, ... markalı ürünlerin ülkenin her noktasında satışının sağlanması ve tüketicilere ulaşması için bazı kişi veya kuruluşlarla bayilik sözleşmesi yaptığını, bazen de kendisinin yetkili kıldığı şirketler aracılığı ile diğer şirket veya şahıslara bayilik verdiğini, davalının müvekkili mallarını satışa arz ettiğini, bayi sıfatını haiz olmaksızın davalının müvekkiline ait markayı tabela ve tanıtım afişlerinde kullandığını, davalının hali hazırda stoklarında olması muhtemel orijinal ... markalı malların satışına herhangi bir itirazlarının bulunmadığını, ancak yetkisi olmadığı halde iş yerinin tabelasında müvekkili markasının kullanılmasına ve yetkisi olmadığı halde kendisini müvekkilinin bayisi gibi göstermesine karşı olduklarını, bu durumun müvekkili markasına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, tecavüzün ortadan kaldırılmasına, tabela ve tanıtım afişlerinden ... ibaresinin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin ... ibaresini bayi sıfatını haizmiş gibi kullanmadığını, müvekkilinin kendi markasının daha ön planda olduğunu, davacı markasını ise sadece ürünlerin mağazada bulunduğunu göstermek için kullandığını, davacı tarafından müvekkiline ihtar gönderildiğini, bu ihtar sonrası davacının Ankara Bölge Temsilcisi ile görüşme yaptığını, 60 bin TL karşılığı bayilik için anlaştıklarını, daha sonra davacı tarafın müvekkilinden 110 bin TL istediğini, bu nedenle anlaşma yapılamadığını, müvekkilinin ... bayisi gibi kendini göstermeye ihtiyacı olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davalının iş yerinin ev tekstil ürünleri ve mefruşat ürünleri satılan bir mağaza olduğu, iş yerinde ... markalı orijinal Zorluteks ürünleri satıldığı, iş yerinin ön girişinde ön cephesinden görünecek şekilde ... ibareli tabelanın sağ ve sol tarafında ... ibareli markanın yer aldığı, önünde 2 adet ... markasını taşıyan flamanın
olduğu, ayrıca iş yerinin önündeki bir bez afişte kampanya duyurusunun olduğu, davalı iş yerinin ön cephesinde uzaktan görünecek ve algılanabilecek şekilde ... ibaresinin markasal etki yaratacak şekilde kullanıldığı, söz konusu kullanımın burada ... markalı ürünlerin satıldığının bilgilendirilmesinden ziyade, iş yerinin davacının bayisi şeklinde algılanmaya daha müsait olduğu, zira tabelanın sağ ve sol tarafında bulunan markasal kullanımın ile iş yerinin önündeki flamalar ve kampanya duyurusunun, iş yerinin davacının bayisi olduğu izlenimini yarattığı, bu kullanımın 556 sayılı KHK’nın 12. ve 13. maddesi kapsamındaki kullanım olarak kabul edilmesinin mümkün görünmediği, kullanımın tecavüz teşkil etmemesi için “tali unsur” şeklinde bir kullanım olması gerektiği, davalı yanın ... markasını kullanımının esas unsur niteliği taşıyan bir nitelikte olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin maddi sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının kullandığı işyeri tabelasında bayi görünümü verecek şekilde kullanımının önlenmesine, silinmesi mümkün ise öncelikle silinmesine, mümkün değil ise imhasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 29/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.