17. Hukuk Dairesi 2016/19583 E. , 2018/1048 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davacı ..."ın sevk ve idaresindeki araca seyir halinde iken davalı ..."ın kullandığı ..."a ait aracın kırmızı ışık ihlali yaparak alkollü şekilde çarpması suretiyle araçta hasar meydana getirdiğini, 3 hafta araç kiralamak zorunda kaldığını, aynı aracı almak için daha fazla para ve daha yüksek faiz ödemek zorunda kalacaklarını, bu sebeplerle şimdilik 1.000,00 TL piyasa değeri yükselmesinden dolayı uğradığı zarar, şimdilik 500,00 TL faiz oranlarının yükselmesinden dolayı uğradığı zarar, araç kiralama tazminatı 3.540,00 TL ile davacı sürücünün eşi davacı ..."ın hamile olması sebebiyle geçirdiği trafik kazasından dolayı büyük tehlike atlattığını, büyük korku ve endişe yaşadıklarını, yaşanan acı ve endişelerin telafisi için 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalılar; davacı ..."ın ve bebeğinin kazadan sonra herhangi bir yaralanmasının söz konusu olmadığını, talebin fahiş olduğunu, davacıların zararlarını kasko şirketinden karşıladıklarını, kusuru kabul etmediklerini bildirmişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ikame araç için zararı 3.540,00 TL ile piyasa değerinin yükselmesinden kaynaklanan maddi zararı için talep gibi 999,00 TL olmak üzere toplam 4.539,00 TL"nin ve 3.000,00 TL manevi tazminatın 19/04/2014 kaza tarihinden işleyen yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, diğer talepler atiye bırakıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hükmün, davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 08/02/2016 gün ve 2015/10697 Esas 2016/1302 Karar sayılı ilamı ile "davacılar için takdir olunan manevi tazminatın fazla olduğu, piyasa değerinin yükselmesinden kaynaklanan davacı talebinin reddedilmesi gerektiği halde hesap edilen bakiye zarar miktarına ilişkin hüküm kurulmasının doğru görülmediği ve davacının aracının pert olarak değerlendirilmesi sonucu aynı model ve yaşta aynı özellikleri taşıyan yeni bir aracın alınması için geçecek makul süre için gerekli piyasa araştırmasının yapılarak araç mahrumiyeti zararının belirlenmesinin gerektiği" gerekçeleriyle karar bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamının gerekleri yerine getirilerek 11/10/2016 tarihinde davanın kısmen kabulü ile bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporuna göre toplam 2.336,40 TL tazminatın 19/04/2014 kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, diğer taleplerin reddine; manevi tazminatla ilgili olarak yaşanan acı ve sıkıntıların kısmen telafisi amacıyla takdiren 1.000,00 TL manevi tazminatın 19/04/2014 kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazla talebin reddine karar verilmiş; hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 Sayılı HMK."nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK."nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2016 tarihinden itibaren 2.190,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu manevi tazminata ilişkin karar anılan tarihten sonra verildiğinden kabul edilen 1.000,00 TL maddi tazminat yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalıların manevi tazminata yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalıların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava trafik kazasından kaynaklanan, hasar ve araç mahrumiyet bedeli ile manevi tazminat talebine ilişkindir.
Hükme esas alınan 29.08.2015 tarihli bilirkişi raporunda kazaya karışan aracın pert olduğu, davacının yeni bir araç alması için makul sürenin 33 gün olup piyasa araştırmalarına göre kaza tarihi itibariyle 33 günlük paket kiralama günlüğünün 60,00 TL+KDV olduğu belirtilerek toplam 33 günlük araç mahrumiyet bedelinin KDV dahil 2.336,40 TL olduğunun tespit olunduğu rapora dayalı olarak hüküm kurulmuşsa da davacının aynı model ve yaşta aynı özellikleri taşıyan yeni bir aracı alması için geçecek makul sürenin fazla olduğu görülmekle kararın bu yönüyle bozulması gerekmiştir.Kabule göre de, somut olayda; davacı vekili 21 günlük talepte bulunmasına rağmen mahkemece talep aşılarak 33 günlük yeni araç temini için araç mahrumiyet süresine dayanılarak hesaplama yapılmıştır.
HMK"nın 26. maddesine göre; "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." O halde mahkemece, HMK"nın 26. maddesi uyarınca taleple bağlı kalınarak denetime elverişli gerekçeli, ayrıntılı bir ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru olmayıp bozma sebebi yapılmıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalıların manevi tazminata yönelik yapılan temyiz itirazının miktar yönünden REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenle, davalıların diğer temyiz itirazının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile verilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 19.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.