13. Hukuk Dairesi 2014/47694 E. , 2016/2067 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı ile davalı... avukatınca duruşmasız, .. avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı.. Bakanlığı vekilleri avukat .., avukat ... avukat ..., avukat ..., avukat ..., diğer davalı ..vekili avukat ... ile davacı vekili avukat ..."in gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ... yetkililerinin tanıtımını yaptığı bir çeşit japon eriğinin dikiminin tavsiye ve teşvik edildiğini, ücretsiz fidan ve danışmanlık vadedildiğini, ... yaptığı ihale sonucu fidanların 2008 ocak ayı içinde teslim edildiğini, ücretsiz denildiği halde fidanlar için ücret ödemek zorunda kaldığını, verilen fidanları dikip gereği gibi bahçe tesisi edip bakımını yaptığı halde ürün alamadığını, 2012 yılı mart ayında ilçe tarım yetkililerine başvurduğunu ancak sonuç alamadığını bildirerek 9.11.2012 tarihinde açtığı davası ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 77.820 TL zararının yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, süre aşımı itirazında bulunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, 36.743.08 TL nin davalılardan dava tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde;Dava dışı ... yaptığı ihale sonucu davalı firmadan aldığı fidanların ücretinin belli bir kısmı köylüden alınarak dağıtıldığı, projenin davalı bakanlık tarafından yürütüldüğü, 2008 yılı ocak ayında fidanların teslim edildiği, davacının fidanları dikip bahçe tesisi ettiği ancak ürün alamadığı gerekçesi ile diğer köylülerle birlikte 2012 yılı mart ayında ilçe tarım müdürlüğüne başvurduğu rapor düzenlendiği, dosyada alınan bilirkişi raporunda fidanların 2008 yılında dikildiği, 2009 yılında meyveler çiçeklenmeden hemen sonra toplanacağı, 2010 yılında verime başlayacağı ve artarak devam edeceği, 2011 yılında tam verime geçeceğinin bildirildiği eldeki davasını 9.11.2012 tarihinde açtığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Tohumculuk Kanununun kapsam başlıklı 2.maddesinde “ Bu Kanun; tarla bitkileri, bağ-bahçe bitkileri, orman bitki türleri ve diğer bitki türleri çoğaltım materyaline ait çeşitlerin ve genetik kaynakların kayıt altına alınması, tohumlukların üretimi, sertifikasyonu, ticareti, piyasa denetimi ve kurumsal yapılanmalar ile ilgili düzenlemeleri kapsar.”şeklinde düzenleme getirilmiştir. Tohum ve türevlerinin üretim ve satışı, gerekli izinlerin alınmasının bu kanun kapsamında düzenlendiği de gözetildiğinde, kanunun bu süreçte yer alan gerçek ve tüzel kişiler için uygulanması gerekir.Üretilen fide de madde kapsamında ifade edilen tohum ve türevlerine ilişkindir. Yine, 5553 sayılı Tohumculuk Kanununun 11.maddesinde” fiillerinin ayrıca suç sayılma hâli saklı kalmak üzere, zarara neden olan kusurlu tohumluğu üreten, satan, dağıtan, ithal eden veya başka şekilde piyasaya süren gerçek veya tüzel kişiler, meydana gelen zararı müteselsilen tazmin etmekle yükümlüdür. Bunlar zararı, kusurları oranında birbirlerine rücu edebilirler.
Dava, zarara uğrayanın zarara uğradığının tespit edilmesinden itibaren altı ay içinde, her hâlde zararın meydana gelmesinden itibaren iki yıl içinde açılabilir.”hükmünü içermektedir. Davacının satın aldığı fidanların özelliklerini göstermediğini engeç fidanların ilk meyve verme tarihi olan 2010 tarihinde öğrendiği halde az yukarıda açıklanan madde kapsamına uygun olarak öğrenmeden itibaren 6 ay içinde eldeki davasını açmadığı anlaşılmaktadır. Yasa hükmünde bahsedilen süre, hak düşürücü nitelikte taraflar ileri sürmese bile resen nazara alınıp uygulanması gerekir.
Bu açıklamalar ışığında davanın süresinde açılmadığı anlaşılmakla davanın süre bakımından reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davalılar yararına BOZULMASINA,Bozma sebebine göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, peşin alınan 627,50 TL harcın davalı....."ne iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.