15. Ceza Dairesi 2019/6830 E. , 2020/12629 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu yönünden; TCK’nın 155/2, 168/1, 62, 50, 52. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Görevi kötüye kullanma suçu yönünden; TCK’nın 257/1, 62, 50, 52. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve görevi kötüye kullanma suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Avukat olan sanığın, katılan ... vekili sıfatıyla 8.500 TL bedelli iki adet çekin tahsili için yürütülen icra takibine ilişkin olarak, dosya borçlusu şirket yetkilisinin karşılıksız çek keşide etme suçundan yargılandığı kamu davasında, alacağa mahsuben icra dosyası borçlusunun arkadaşı olan tanık...’dan aldığı 20/12/2009 keşide tarihli çeke istinaden, henüz bir ödeme olmamasına rağmen, 25/11/2009 tarihli şikâyetten vazgeçme dilekçesi ile karşılıksız çek keşide etme suçundan verilen cezanın kaldırılmasına sebebiyet verdiği, çekin vadesini öteleyerek keşide tarihini 14/04/2010 ve 31/05/2010 tarihleri olarak iki kez düzelttiği, alacağa mahsuben tanık...’dan aldığı çeke istinaden 2010 yılının Mayıs ayında 20.000 TL, 2010 yılının Aralık ayında 10.000 TL haricen tahsilat yaptığı halde bu tahsilatları katılana haber vermediği, bu şekilde üzerine atılı suçları işlediği iddia olunan olayda;
1- Görevi kötüye kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın, katılan adına vekillik görevini yaparken, henüz katılan adına bir para tahsil edilmeden alacağa mahsuben kendisine verilen 20/12/2009 vade tarihli çeke istinaden karşılıksız çek keşide etme suçundan verilen cezayı katılana bilgi vermeden kaldırttığı, çekin ödeme tarihlerini iki kere uzattığı, bu şekilde vekillik görevini gereği gibi yapmadığı kabulü ile sanık savunmaları, katılan ve tanık beyanları ile dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin mahkumiyet yönünde kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiş; Adalet Bakanlığı’nın 02/01/2013 tarihli kovuşturma izni ve Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 05/03/2013 tarih ve 2013/56 E. 2013/28 K. sayılı son soruşturmanın açılmasına dair kararında, suça konu fiilerin tereddüte mahal bırakmayacak şekilde anlatılması karşısında, bu yönden bozma isteyen tebliğname görüşüne iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ve müdafiinin, sanığın yaptığı işlemlerin müvekkili lehine olduğuna ve müvekkilinin menfaatlerinin gözetildiğine, zararının olmadığına, suçun unsurlarının oluşmadığına, katılanın zararı karşılanmakla davaya katılma hakkı bulunmadığına yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
24/10/2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin üçüncü fıkrasına “birlikte” ibaresinden sonra gelmek üzere “aynı mağdura karşı” ibaresi eklenmiş olup, anılan yasa maddesinde yapılan değişiklikle uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması halinde uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağının düzenlendiği dikkate alınarak, somut olayda sanığın görevi kötüye kullanma suçunu kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişine karşı işlediği, üzerine atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun mağdurunun ise katılan ... olduğu, bu itibarla atılı suçlar açısından mağdurların farklı olduğu gibi suç tarihlerinin de farklı olduğu anlaşılmakla, sanığa yüklenen ve 5237 sayılı TCK’nın 155/2 maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle, 24/10/2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 21/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.