Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/14989 Esas 2018/12169 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14989
Karar No: 2018/12169
Karar Tarihi: 12.09.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/14989 Esas 2018/12169 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, bir taşınmazın miras muvazaası nedenine dayalı bedel isteği üzerine açılmıştır. Davacı, mirasbırakanın taşınmazı kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak dava dışı kişilere sattığını iddia etmiştir. Mahkeme ise davalıların savunmalarına dayanarak, satış işlemleri gerçek ve karşılıklı olarak yapıldığı sonucuna ulaşmıştır. Bu nedenle, davacının iddiasını kanıtlayamadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğine hükmedilmiştir. Kararın temeli, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça tarafların iddialarını ispatla yükümlü olmalarıdır. Bu nedenle, herkes iddiasını ispat etmekle mükelleftir. Bu durumda, davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. Kanun maddeleri ise Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi ve 6100 sayılı Yasanın 190/1 maddesidir. 6100 sayılı HMK'nın 190/1 maddesi gereğince \"İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.\" denilmektedir.
1. Hukuk Dairesi         2015/14989 E.  ,  2018/12169 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen ............ davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;


    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı bedel isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakanı ...... Akıner’in, 7804 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 6 numaralı bağımsız bölümünü dava dışı ......’a satış suretiyle temlik ettiğini, ......’ın da taşınmazı kısa süre içerisinde davalıya devrettiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payı oranında tapu iptali ve tescil istemiş, 28.10.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile 50.000,00 TL tazminatın yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.
    Davalı, husumet itirazında bulunup iddianın doğru olmadığını, yapılan satış işlemlerinin bedeli karşılığında olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...... Akıner"in çekişme konusu taşınmazı 15.06.2010 tarihinde dava dışı ......"a satış suretiyle temlik ettiği, taşınmazın ...... tarafından 09.07.2010 tarihinde davalıya, davalı tarafından da 24.01.2013 tarihinde dava dışı ...... Özkan"a devredildiği, 1922 doğumlu mirasbırakanın 28.12.2012 tarihinde öldüğü geriye mirasçıları olarak davacı oğlu ile dava dışı torunları........."in kaldıkları anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 6. maddesine göre "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." Yine 6100 sayılı HMK"nın 190/1 maddesi gereğince "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." denilmektedir. Anılan maddeler uyarınca herkes iddiasını ispat etmekle mükelleftir.
    Somut olayda, davacı muvazaa iddiasını mevcut delillerle usulünce kanıtlayamamış, aksine dinlenen davalı tanıkları yapılan işlemlerin gerçek satış olduğunu bildirmişlerdir.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,12.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.