Kamu kurum ve kuruluşları vb tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/29693 Esas 2020/12628 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/29693
Karar No: 2020/12628
Karar Tarihi: 21.12.2020

Kamu kurum ve kuruluşları vb tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/29693 Esas 2020/12628 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık ile katılımcı arasında ticari bir ilişki bulunmaktadır. Katılımcı, borcun ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatmıştır. Sanığın borcu ödediğine dair ibraname mahkemeye sunulmuştur. Ancak katılımcı, imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmiştir. Yapılan incelemede imzanın katılımcıya ait olmadığı tespit edilmiştir. Dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlamalarına karşı sanık beraat etmiştir. Kararın gerekçesi, delillerin takdirinde hata olmadığıdır.
Kanun Maddeleri:
- Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık: Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 158
- Özel belgede sahtecilik: TCK Madde 204
15. Ceza Dairesi         2017/29693 E.  ,  2020/12628 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşları vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Beraat

    Kamu kurum ve kuruluşları vb tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanık ile katılan arasında ticaret sebebiyle alacak-borç ilişkisi olduğu, bu ilişkiye istinaden oluşan borcun ödenmemesi üzerine katılanın Serik 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/3925 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığı, sanığın itirazı üzerine duran takibe karşı katılanın, Serik 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/467 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtığı, sanığın yargılama aşamasında "..."ten borcuna karşılık 7.000 TL alınmıştır, hiçbir borcu yoktur" yazılı 05/06/2010 tarihli katılanın imzası bulunan ibranameyi mahkemeye sunarak borcu ödediğini iddia ettiği, katılanın imzanın kendisine ait olmadığı beyanı karşısında yapılan imza incelemesi sonucu düzenlenen ekspertiz raporuna göre imzanın katılanın eli ürünü olmadığının tespit edildiği, sanığın bu suretle üzerine atılı kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık savunması, katılan beyanı, tanık anlatımı ile tüm dosya kapsamına göre; sanığın, katılana 7.000,00 TL borcu olduğunu, borcunu tanık Mustafa ile birlikte katılanın iş yerine giderek ödediğini, katılanın da 05/06/2010 tarihli ibranameyi dışarda hazırlayıp kendisine verdiğini savunduğu, alınan bilirkişi raporunda söz konusu belgedeki yazı ve imzanın, katılan ve sanığın eli ürünü olmadığı yönünden görüş bildirdiği anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılama sonunda, sanığın mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanın delillerin takdirinde hataya düşüldüğüne yönelik temyiz itirazının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 21/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.