19. Hukuk Dairesi 2015/18405 E. , 2016/8606 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişkide müvekkilinin fatura alacağının bulunduğunu, satılıp teslim edilen malların bedelinin ödenmediğini, bu nedenle davalı aleyhine .... 1. İcra Müdürlüğü" nün 2010/10709 sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, bunun aksini davacının ispatlaması gerektiğini beyanla, davanın reddine ve davacı aleyhine tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacı defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda takip konusu faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiği, davalı malları teslim almadığını savunduğundan imza incelemesi sonucunda alınan ATK raporunda, 149945 seri nolu irsaliye fişindeki imzanın davalıya ait olmadığının tespit edildiği, diğer irsaliye fişlerinde davalının çalışanı ... isimli şahsın imzasının bulunması nedeni ile adı geçenin tanık sıfatı ile dinlendiği, ifadesinde 18/11/2014 tarihi itibari ile geriye dönük 10 yıl öncesinde davalıya ait işyerinde çalıştığını ve 10 yıl öncesinde işyerinden ayrıldığını, irsaliyedeki imzaların kendisine ait olduğunu, davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu beyan ettiği, ancak malları teslim aldığı hususunda açık ve net beyanda bulunamadığı, irsaliyeye konu yapılan teslimlerin 2007 tarihli oluşu, davalı çalışanı tanığın ise 2004 yılında işten ayrıldığını beyan etmesi nedeni ile davacının sözkonusu sevk irsaliyelerindeki malların teslimini gerçekleştirdiğini de kanıtlayamadığı sonucuna varıldığı, davacı defterlerinin tekbaşına kendi lehine delil olarak kabul edilemeyeceği gerekçeleriyle, kanıtlanamayan davanın reddine, davacının takipte kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davalının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydedilmemiş olduğu gibi, harcının da yatırılmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin temyiz isteminin bu nedenle reddi gerekmektedir.
2- Tanık ...." ın.... kayıtlarına göre mal teslimi tarihleri itibariyle davalı işyerinde çalışmakta olduğunun anlaşılmasına ve beyanında imzasını da kabul etmiş olmasına göre 306034 nolu irsaliyedeki malın davalıya tesliminin kabulü gerektiğinin gözetilmemiş olması doğru görülmediği gibi, birkısım sevk irsaliyelerindeki imzaların ise davalının oğlu olan ve fiilen işletmeyi işleten şahıs olduğu davalı tarafça kabul edilen ...." e ait olup olmadığının araştırılmamış olması da eksik inceleme olarak değerlendirilmiştir.
3- Davacı, delil listesinde davalı defterlerine ve vergi kayıtlarına da delil olarak dayanmış olduğu halde, ilgili defter ve kayıtların incelenmesi suretiyle bilirkişi raporu alınıp, toplanan tüm delillere göre varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.